31 Ekim 2011 Pazartesi

Her İlden Bir Antrenörün İlki:Mehmet Hünkaroğlu



Lüleburgazspor, stajyer hocalar memleketi olmuş da bizim haberimiz yok! İş güç koşturmacasından, yeşil-kırmızı takımımız teknik direktörünü değiştirmiş. Mehmet Hünkaroğlu takımın başına getirilmiş, Ekim ayının ortasında! Yahu sezon başlayalı ne oldu ki, teknik direktör değişikliğine gidiyoruz! Bu ne saçmalıktır diyen kimse yok mu? Benimki de soru işte... Türkiye’nin dört bir yanından yarışmaya pardon yönetime dahil olan, her biri birbirinden profesyonel (!) yönetim kurulu üyelerimiz mevcutken arada bağlantılar kopuyor herhalde...

Stajyer meselesine gelince, Hatay’dan yönetime katılan Mehmet Şaşmaz, sayesinde hocamızla anlaşma sağlamışız! Şaşmaz Bey, bu arada eski Hatayspor Başkanı, Hünkaroğlu’nun Lüleburgazspor ile başarılı olacağını açıklamış. (Kaynak “Hatay Gazetesi”) (Meali, yakın arkadaşımızdır işe soktuk işte.)

Hocanın kariyerine bakıyorsunuz, Hatay’dan dışarı adımını atmamış! Bu nasıl bir saçmalıktır? Madem kariyerli bir hoca getiremeyecekseniz, Lüleburgaz’da da bu işi layıkıyla yerine getirecek isimler vardı! Ama maksat başka olunca şaşırmıyorum, bu takımı kişisel ya da maddi rant kaynağı olarak gören herkes, nasılsa bir yerinden kübün sapını tutuyor. Bu günlerde Hataylı fahri hemşehrilerimizde sıra, siz daha uyuyun sevgili Lüleburgazlılar...

Küme düşmeme mücadelemizde, umarım başarılı oluruz...

Mehmet Hünkaroğlu Kariyer

Hatayspor-A Genç Takım Antrenörü
Yeni Samandağspor-Profesyonel Takım Antrenörü
Hatayspor- Profesyonel Takım Antrenörü
İskenderun D.Ç Spor- Teknik Direktör
Hatayspor- Teknik Direktör
Karayılan Belediye Spor- Teknik Direktör

Not:Lüleburgazspor kariyeri ise 3 maçta 2 yenilgi 1 beraberlikle alınan sadece 1 puan!

24 Ekim 2011 Pazartesi

Kan Kaybına Devam



Kırıkkale deplasmanından da 2-0'lık yenilgi ile dönüyoruz... Bu sene kaderimiz küme düşmeme üzerine kurulmuş anlaşılan! Yazık...

Rakiplerimizden biri olan Belediye Vanspor'a da geçmiş olsun diyoruz! Umarız bir şehrin yaralarını sarmasında, moral kaynağı olurlar... Üzüntümüz büyük!

Not: Ferit tek başına Kırıkkale'ye deplase oldu bu arada ve oldukça güzel bir maç yazısı koymuş bloguna... İzni bizzat kendisinden alıp linkini aşağıya atıyorum:

http://banakendimdenbaskasiylakonusmakyasak.blogspot.com/2011/10/basmza-gelenler.html

19 Ekim 2011 Çarşamba

Benim Puanım Sana Dokuz Kanka



Sosyal medya tepkiselliğine, tatlı su solculuğuna, içi boş kafatasçılığa, 1 günde her yeri alırız hamasetçiliğine, ama biz kardeşiz yalanına, muhafazakar demokratlığınıza, ırkçılığınıza, ihanetlerinize, yavşaklığınıza...

Benim puanım size dokuz kanka! *

(*)İroniden anlamayan nesle aşina değilim.

16 Ekim 2011 Pazar

Karne Çok Zayıf

Gebzespor 0 - 1 Lüleburgazspor
Lüleburgazspor 1 - 1 Yeni Sandıklı Bld.
Kastamonuspor 1 - 1 Lüleburgazspor
Lüleburgazspor 0 - 0 Elazığ Belediyespor
Menemen Bld. 1 - 0 Lüleburgazspor
Lüleburgazspor 2 - 0 A.Sebatspor
Kırıkhanspor 4 - 1 Lüleburgazspor
Lüleburgazspor 0 - 2 Bayrampaşaspor

Geçen sene bıraktığımız yerden çok uzaktayız! Bu tabloya bakınca açıkça belli oluyor. Sezona deplasman galibiyeti ile girince işler iyi gider sandık ancak kazın ayağı öyle değilmiş!2 galibiyetimiz var ikisi de, puan olarak altımızda bulunan takımlardan... Ve bugün itibariyle ilk iç saha yenilgimizi de aldık!

Neler oluyor, neler dönüyor Burgaz'da; şimdilik eleştiriden kaçınıyoruz! Ama toparlanın artık!

12 Ekim 2011 Çarşamba

1.Torba Yanıyor




TÜRKİYE’NİN AZERBAYCAN’I BURAK YILMAZ’IN GOLÜYLE 1-0 YENENEREK PLAY-OFF’A KALMASININ ARDINDAN, OYNAYACAĞI MUHTEMEL RAKİPLERİ DE BELLİ OLDU. TÜRKİYE’NİN 13 EKİM’DE, 2. TORBADAN KATILACAĞI KURA ÇEKİMİNDE, MUHTEMEL RAKİPLERİ; HIRVATİSTAN,PORTEKİZ,İRLANDA VE ÇEK CUMHURİYETİ.

RAKİPLERİMİZE KISACA GÖZ ATALIM...

ELEMELERDE F GRUBU’NDA MÜCADELE EDEN HIRVATİSTAN; YUNANİSTAN’IN ARDINDAN 22 PUAN TOPLAYARAK 2. OLDU VE PLAY-OFF’LARA KATILMA HAKKI ELDE ETTİ.HIRVATİSTAN’IN GRUBUNDA BAŞARILI BİR GRAFİK ÇİZMESİNE RAĞMEN, YUNANİSTAN KARŞISINDA KAYBETTİĞİ 4 PUAN, GRUBU 1.SIRADA BİTİRMESİNE ENGEL OLMUŞTU.HIRVATİSTAN’I SIRTLAYAN İSİMLER ;SHAKTAR DONETSK’Lİ OYUNCULAR DARİJO SRNA VE EDUARDO DA SİLVA.

DÜNYACA ÜNLÜ YILDIZ CHRİSTİANO RONALDO’NUN TAKIMI PORTEKİZ İSE H GRUBU’NDA DANİMARKA İLE ÇEKİŞTİ ANCAK GRUBUNDA 2. OLABİLDİ. PORTEKİZ’İN KENDİ EVİNDE GÜNEY KIBRIS İLE 4-4 BERABERE KALMASI, PORTEKİZ FUTBOLU ADINA ŞAŞIRTICI BİR SONUÇ OLMUŞTU. BU MAÇTA BEŞİKTAŞ’IN 2 ÖNEMLİ OYUNCUSU, FERNANDES VE HUGO ALMEDİA PORTEKİZ ADINA BİRER GOL KAYDETMİŞTİ.

B GRUBU’NDA MÜCADELE EDEN İRLANDA, RUSYA’NIN ARDINDAN GRUBUNU 2. SIRADA TAMAMLAYARAK PLAY-OFF’LARA KATILMA HAKKI ELDE ETTİ. KENDİ EVİNDE RUSYA’YA KARŞI 3-2 LİK SKORLA SAHADAN YENİK AYRILMASI, İRLANDA’NIN GRUBU LİDER BİTİRMESİNE ENGEL OLMUŞTU. İRLANDA ROBBİE KEANE ÖNDERLİĞİNDE PLAY-OFF’LARI GEÇEREK, EURO 2012’YE KATILMAYA ÇALIŞACAK.

ÇEK CUMHURİYETİ İSE SON ŞAMPİYON İSPANYA’NIN DA YER ALDIĞI I GRUBU’NDA MÜCADELE ETTİ. İSPANYA’NIN 8’DE 8 YAPARAK GİTMEYİ GARANTİLEDİĞİ GRUPTA İKİNCİLİK İÇİN İSKOÇYA İLE ÇEKİŞEN ÇEK CUMHURİYETİ, İSPANYA’NIN İSKOÇYA’YI KENDİ EVİNDE YENMESİ İLE PLAY-OFF’LARA KATILABİLDİ. ÇEK CUMHURİYETİ’NDE GALATASARAY’IN YILDIZI BAROS, BUGÜNE KADAR MİLLİ TAKIM KARİYERİNDE ATTIĞI 39 GOLLE TAKIMINA KATKI SAĞLAYAN EN ÖNEMLİ İSİM.

10 Ekim 2011 Pazartesi

M.Ş.



Sabah sabah Yeni Malatyaspor'un 9-0'lık Kocaelispor galibiyetine bakarken, tanıdık bir isme rast geldim: Mehmet Şen !

Farklı galip gelinen maçta takıma adına, hat-trick yapmış eski futbolcumuz...

7 Ekim 2011 Cuma

Çünkü Biz


"Futbol pasa dayalı basit bir oyundur"u bir Alman söylemişti bilmem hatırlar mısınız? O Alman'nın adı Jupp Derwall'di ve bu oyuna biraz daha hız ve görsellik katan bir Hollandalı ise şöyle demişti:"Futbol basit bir oyundur ancak zor olan basit oynamaktır" O Hollandalı kim miydi? Tabii ki Johan Cruyff'tan başkası değildi!

Bu akşam bu basit oyundan incelikler sundu Almanya ulusal takımı ve biz de seyrettik! Üstelik basit ve ayağa oynamayı beceren adamlar çok gençti: Müller,Götze gibi... Yani yaşla ilgisi yoktu basit oynamanın, karakter meselesiydi! Amaç golse goldü,yenmekse yenmek... Bizim karakterimiz ise , bu ülkede sporun yaygınlaştığı yıllardan beri aynı! Son dakikacılık, kahraman yaratıp onlara tapmamız...

Hiçbir varlık gösteremedik bu gece! Evet Almanlar bir kez daha çok iyiydi çim sahada ama biz bu kadar kötü olmamalıydık! Bize yeten en az 4 puansa onun ilk adımını bu gece atmalıydık! Kontrol futbolu dedikleri saçmalıktan silkinip, gol ve goller bulmalıydık!

Marka değeri dediğiniz şey önce uluslararası arenalardan geçiyor... Türk'ün Türk'e propagandasından ,o olmazsa, bu olmazsa batardan geçmiyor Türk futbolu...Fundemental eksiklikten geçiyor! Yoksa yetenek her yerde yetenek... Biz yetiştirmekten, desteklemekten çok baltalamayı ve aşağıya çekmeye çalışıyoruz! Çünkü biz sapına kadar Doğuluyuz!!!

6 Ekim 2011 Perşembe

Öyle

Kadının Bileti Yok

Türkiye riyakarlık topoğrafyasında, "kadın" konusu her bölgeye dağılan dağlar ve ovalar kadar; çok dallı çok budaklı,inişli çıkışlıdır. Annelerimiz dışında kadına, 2. hatta yer yer 3. ve 4. sınıf payesi verildiği bir ülke burası!

Her şey, seyircisiz oynama cezasının; kadınlar ve çocuklara beleş (!) cezasına çevrilmesi (evet bu da bir ceza tabii ki kadın özelinden ayırarak) ile başladı! Pozitif ayrımcılık mı, yoksa negatif ayrımcılık mı çözemedim! Kadına verilen değer olarak görenlere de, kafanız ne kadar iyi diye sorarım.

Değer ölçütü kadınları tribünlere yerleştirmek ise, buyrun size yeni riyakarlığımız!

Kadınlarımız... Şiddetin her türlüsünü üzerinde denediğimiz... Ölmeyince gidip hastanelerde öldürdüğümüz... İş hayatında 2.plana attığımız...Söz hakkı vermediğimiz...

Ve bu kadınları tribünlere yerleştiriyoruz, bir ilacın muadili gibi...

Yarın oynanacak Türkiye-Almanya maçında da kadınlar(ve çocukları) tribünlere para vermeden girecek! Ne söyleyeyim, riyakarlıkta şampiyonluğa koştuğumuzu mu? O zaman söyledim, çok iyi puanlar alıyoruz bu hususta...

He bir de, dünyaya örnek olduğumuz haberleri var ki evlere şenlik... Ama bir nesil, ilk seçme ve seçilme hakkını biz verdik diye büyüdü! (Hala da büyüyor sanırım!) Ama o devinen her nesilden, meclise seçtiğimiz(ya da seçtirildiğimiz) kadın sayısı nedense her yasama döneminde azalıyor! Nedense azalıyor...

1 Ekim 2011 Cumartesi

Merseyside Derbisi


Hayatımda farklı yerlerde, farklı durumlarda maç izledim... Stadları bir kenara bırakırsak; tahta sandalyeleri olan pis kahvelerde (üstelik öndeki adamın kalın ensesinden maçın çoğunu sağa sola kafa sallayarak izleyerek), sinema salonlarında, hd projeksiyonun beyaz badanalı duvara yansıltıldığı lokallerde... Yani bir futbol aşığı olarak her yerde izledim ancak hiç "off-tube" te maç izlememiştim. Geçtiğimiz cumartesi günkü derbiyi bir tv kanalının maç anlatım odasında izledim. Farklı bir deneyimdi... Biz evde ya da başka bir yerde maç izlerken, maçı anlatan spikerlerin o sırada neler yaptığını bilmiyoruz! İlk izlenimim 106 ekran bir tvye bakarak maç anlatmak kolay değilmiş!

Maçı sorarsanız: Suarez ve Atkinson! Suarez gibi yıldız bir futbolcuya öyle yalandan yere atlayıp, hakemi aldatmak yakışmadı! Atkinson da bu "fair play" dışı hareketi cezalandırmayarak, Everton'la oyuncuya çıkardığı kırmızı kartla derbiye darbe vurdu. Maç 11' e 11 oynansaydı, skor daha farklı olabilirdi...

Son olarak, dayıoğlu Gerard bu takımın hakikaten ruhu, oyuna girince skor Liverpool rehine dönüverdi. Her şey bu kadar basit ve futbola ait...