29 Haziran 2008 Pazar

Enez...



Bir yıl boyunca gitme zamanının gelmesini beklediğim yere gidiyorum! Enez'e! Tatilden çok, kendimi toplamaya, kendimi dinlemeye gidiyorum! Çok fazla dağıtmayın aman buraları! Biliyorum alkol alan insanlarsınız!

Yeter ki gelsin!



biri bana gelsin, o da sensin,
beni kırmış olsan da..
ikimiz de aşık, bir tek farkla;
benimki senden biraz fazla.

şiirli bir öykü

ölüm bir skandal olacak
acemi hayatımızda


“Haydi bir gol daha atalım…” dediğinde Şevki Kaptan,yüzüne baktım.terden ve hırstan kısılmış gözleri, inanmış adamlardaki gibi kocaman olmuştu.
“Bakma suratıma aval aval! Bir gol daha lazım!”
Gücüm yoktu ve oynadığım kanattan akın üstüne akın yapıyorduk. “Sağ kanada atın biraz da dinleneyim ” diyebildim güçlükle… “neyin var oğlum senin bugün? Neyim yok ki kaptan. Sen yediğimiz golü çıkarmak için bize haydi bir gol daha atalım diyorsun ya, ben dün gece yediğimiz golü –ben ve kasabadaki herkes- hayatta çıkaramam!
Gördüm cinayeti dün gece kasabanın ırmağında ve tek görgü tanığı benim bu karabasanın…

şimdi kasabanın tek ırmağına
karanlık bir yağmur gibi
cinayet yağıyor ve kara
kara boğuluyor coğrafya


Adamı bitirdiler kaptan! Gözlerini bile kırpmadan bir hayatı sürdürmüş ve kurşunu yediği ana kadar olan hayatını bitirdiler…
“hadi bitirici vuruşlar istiyorum sizden!”
Kulübeye bakıyorum beni değiştirirler mi diye ancak ben bu kasabanın ‘tarih yazmış’ tek takımının gelecek vaat eden topçusuyum. Böylesine önemli bir maçtan çıkmak istemek, kasabanın ikinci cinayetine sebep olur. Ama kasaba ilk cinayeti bilmiyor çünkü adamı ırmağa attılar.Kanlı ceketini de yaktılar…
Kaçmaya karar verdim ve bana atılan pasları uzun vuruşlarla ceza sahasına ortalıyorum.çok sürmez anlaşılır kaçtığım. Yakalandığım da ise tribünlerde oturan amcam: “Kes be tıraşı,topunu oyna!” diye bağırır.
Onu arıyorum ve bizim yedek kulübesinin hemen üstünde buluyorum. Başında eğreti duran beresi ile bana bakıyor. Sinirli olduğu her halinden belli: “seni babana karşı, bunun için mi savundum” der gibi. Ve eski günlerini hatırlayıp içten içe çürüyor.
Babam bir keresinde: “ikinizin de ömrünü bu top yedi! Eşşek kafalılar.” demişti. Haklı mıydı? Ben gelecek vaat ediyodum ve amcam geçmişini bir gölge gibi önüme sürüyordu.Ve ikimiz de dikiş tutturamıyorduk böylece…

ömür ki benim neyim
ve kimin uzaklığı olarak
dolaşıyor yanımda
ben mi onun gölgesiyim


Amcamdan bakışlarımı kaçırırken biz de bir gol kaçırdık! Süre azalıyor ve beş dakikadır işleyen sağ kanadımız cinayeti bilmeden topunu oynuyor. Şevki Kaptan’ı arıyorum. Bizim yarı sahanın ortalarında, topu kaleciden istiyor. Top kendisine gelince,tam atağı sağ kanada döndürecekken bağırıyorum: “Kaptan,bana at!”
Şık bir pasla topla buluştum şimdi. “Haydi oğlum” diyorum kendime. Süratleniyorum.Karşıma gelen rakip takımın sağ açığını vucüt çalımıyla geçiyorum.Peşimi bırakmıyor namussuz ondan kurtulmalıyım. Tam bu sırada saha içinde rakibim,saha dışında sıkı arkadaşım Ayı Necati üzerime üzerime geliyor. Ya ben topla geçicem ya da o beni sahadan silecek biliyorum. Saniyeler içinde kararımı verip, topu soluma çekiyorum.ardından hemen sağa atlıyorum. Sol ayağımdaki topa hamle yapmak isteyen Necati ile arkamdaki sağ açık çarpışıyorlar.
Artık önüm açık bu golü yapıp,işi bitireceğim ve kasabanın üzerimde –dün gecedan beri- taşıdığım cinayetini herkese haykıracağım.
Kaleciyle karşı karşıyayım, topu köşeye gönderiyorum ve gol!

Kasaba kendini alkışlamaktan yıkılacak gibiydi

Davullar çalmaya başladı ve sevinçten herkes birbirine girmiş. (klarnetçi ragıp’ı arıyorum tribünde ama göremiyorum) amcam ayakta tebrikleri kabul ediyor. Beresini çıkarıp beni tebrik ediyor uzaktan. Takım arkadaşlarımın üzerime atlayıp beni devirmelerine ramak kala onlardan sıyrılıp, köşe gönderinde elinde telsizle duran başkomisere doğru yürüyorum. Maç umrumda değil artık!
“dün geceki cinayeti gördüm” diyorum başkomisere…
“ne diyorsun sen evladım?” “ırmakta bir ceset olmalı göğsünden vurulmuş,ceketsiz olacak. Gidin görün!” şaşırması gerekirken yinelememle birlikte gözlerime iyice bakıp, olanları anlıyor. Dehşete kapılmış bir halde yüzüme bakıyor. Soru işaretleri dolaşıyor yüzünde. Bu sırada hakemin düdüğünü işitiyorum. Beni oyun alanına geri çağırıyor. Sabırsız ve inatçı bir düdük…
Başkomiser bir şey söylemiyor. Ama soruda sormuyor. Yüzüne bakıyorum.düdük ötüyor.yüzüne iyice bakıyorum.düdük gene ötüyor. En sonunda kekeleyerek: “unut o işi!” diyor.
Unutayım mı? Ne söylüyorsun be adam! Cinayeti gördüm diyorum sana…
Hiçbir şey anlamıyorum. Cinayeti ihbar ettiğim devletin polisi, “cinayeti unut” diyor. Neler oluyor bu kasabada?
Hakem koşarak yanıma geliyor. Artık sabırsız ve inatçı bir düdük değil,baştan aşağıya sinirli bir düdük: “ne yapıyorsun burada,oyuna geri dön yoksa kartı yersin!” diyor. oyuna geri dönmek istemiyorum. Ama ne başkomiser ne hakem,ikisi de beni dinlemiyor.
Şevki Kaptan yanıma gelerek beni sahanın içine sürüklüyor. (üst lige çıkma maçlarında oynayamazsam diye korkusundan…) başkomiser maçın bitmesine az kaldığından ve benden de kaçmak için şeref tribünün önüne doğru yürüyor.
Saha kenarındaki davullar zurnalar sustu ama benim içimdeki davullar bir türlü susmuyor. Cinayeti yeşil çimlerde örtbas ediyoruz bütün kasaba… amcama bakıyorum ve onun da cinayeti bildiğini farkediyorum. Çaresiz bir yüz…
Ve anlıyorum cinayeti bu kasabadaki herkes biliyor ve susuyor. Ölüm bir skandal oluyor böylece acemi hayatlarımızda…

not: bu öykü haydar ergülen'in "ölüm bir skandal(merkez kitaplar)" adlı şiir kitabındaki bazı şiir parçalarından alıntılarla yazılmıştır. (alıntılar italiktir) hem bir hayat öyküsü hem bir futbol öyküsü ve aslında hiç bitmeyen bir öyküdür... eleştiren olursa ya da bir şeyler eklemek isteyen,yorumlarda buluşalım...

28 Haziran 2008 Cumartesi

Tierra del fuego...

Ben bu blogu açarken, ben ve kendi arkadaşlarım kendini biraz olsun burada anlatsın, içinden geçenleri paylaşsın, Burgazımızı burada konuşalım istemiştim!
İşte bunun için Tierra'ya çok teşekkür ediyorum!
Yaşa!!! Varol!!!

26 Haziran 2008 Perşembe

fasulyenin faydaları

teknik olarak en kötü olduğumuz turnuvada yarı finalist olarak dönüyoruz. bu kimin eseri? terimin mi? hayır!!! orada kimi yüreği için kimi piyasa yapmak için(kahrolsun adam smith) oynayan topçuların eseri... bu o kadar belli ki, terim "ben gidiyorum"diye 5 dakika sonra beyanat veriyorsa ve bu canlı yayında spota çıkıyorsa diyecek sözünüz olmaz!!! sizin antrenörünüz profesyonel olacak ki, siz de profesyonel olacaksınız!!! ey türk topçusu! senin antrenörün bile profesyonel olamıyor hala. (ki bu adam uefa kupasını almış, 4 sene galatasaray'ı üst üste 4 kez şampiyon yapmış, fiorentine'da,ac milan'da takılmış bi adamsa...) sen de profesyonel olmayabilirsin pek ala... dünyanın hangi yerinde vardır sorsak! böyle bir üst düzey maçın ardından senin antrenörün ben yokum dye 5 dakika sonra yokum diye mesaj versin üstüne üstlük türkiye'de takım çalıştırmam diye eklesin! pes doğrusu... ben seri b'de takım patronu olsam bu adamı kapıcı yapmam! neden? çünkü başarı profesyonellik getirmemiştir! (he profesyonellikten kastın ne dersen tartışırız... bu yazan kulunuz amatör futbolu daha çok sever ama o ayrı bi konu) hala adanalı terim, hala poz... oysa sırf senin inadından bugün 3 yedeğimiz vardı kenarda...çağırdığın 3-4 adamın tek maçlık adamalar olduğunu bile bile lades dedin ve kaybettin!!! madem kapıyı seri b'den açtınız! sizi adana demirspor'a alalım...

Başın öne eğilmesin!...

"Soccer is a game for 22 people that run around‚ play the ball‚ and one referee who makes a slew of mistakes‚ and in the end Germany always wins."

Gary Lineker .


zoban ustanın da söylediği gibi;

O zaman senin de allah belanı versin Lineker!!!

25 Haziran 2008 Çarşamba

Süperman Süperman Olmak Lazım Bazen!...




by karakavak!!!

maç sonu edit:
ALINLARINIZDAN ÖPÜYORUZ!...

24 Haziran 2008 Salı

Arshavin-Kozhlov!...




Burgaz'da Türkiye-Rusya maçını izlediğimde bu 10numara kime benziyor diye merak etmiştim, bu turnuvada buldum!!!

Eğer Arshavin bu turnuvada bu kadar ünlendiyse eğer Rusya futbolunu sağlam scoutlar takip ediyor ise Alexander Kozhlov adını duymamız için önümüzde altı üstü birkaç sene vardır!...

21 Haziran 2008 Cumartesi

Şişşştttt!...

Vururken Semih, gol olurken Şentürk!


Batistuta'nınkinden bile fena oldu!

Biliç efendiye geldi!

Bi kere o eli indir!...

Yoksa indirmesini bilirler!
Kulağa küpe takmakla, gitar çalmakla hoca olunmuyor!
Hele adam hiç olunmuyor efendi!
Senin için geliyor sıradaki posttaki fotoğraf!

Çekirdekçiler


Maç başlamadan insan ne hazırlar keyfine? Birkaç bira,sevdiği arkadaşlar,birkaç dua,her an gol yenebileceğini bilerek birkaç küfür… ama insanoğlu işte bir de kiritik maçlar öncesi kendine uğur hazırlar! Bu maçın uğuru da (yine)çekirdek oldu!
Çekirdek kelimesi stadlarda hoş karşılanmaz oysa. Bağırmayan,sürekli mızmızlanan taraftarlar için söylenir! “çekirdekçiler…” ama evdeyseniz ve sinirlerinize hakim olmak istiyorsanız çok ihtiyacınız vardır elinizi ya da dilinizi oyalayacak bir şeye… hem seyrettiğiniz milli takım kendisi çekirdek yemiş gibi çıkmışsa sahaya... yandan artist bir teknik adam sürekli kendini çeken kamerayı bildiğinden daha 5.dakikada ceketi çıkarıp ve de malı mülkü satıp savıp şova başlamışsa…
Taktik? Hangi taktik? Var mı öyle bir şey? Yok peki bu nasıl oluyor da yarı finale çıkıyoruz? Belki inanç belki futbol ilahları… ama tek bir şey var söylenecek… biz kendimizi yeniyoruz her seferinde! Futbol pasa dayalı basit bir oyun demişler. Katılıyorum ve ekliyorum! Futbol pasa dayalı basit bir oyundur ve siz doğru yere doğru zamanda atarsanız GOL olur!
Son söz: “gerçekçi ol imkansızı iste!” (öyle hala avrupa avrupa duy sesimizi diye yırtınma çünkü avrupa seni attila’dan beri biliyor. Kasma kendini rahat ol. Tam Türk işi…)

Semi final



20 Haziran 2008 Cuma

Bi daha...


Geçen maçı izlerken çok şey söyleyebilirdik ama bu akşam tıpkı yıllar önce Burgaz'da yaptığımız gibi yapıcaz!

Sen oyna Arda! Sen oyna

15 Haziran 2008 Pazar

İzmir bilir ya...



Göztepe 83 yaşında...
Nice yıllara...
Elbet döneceksiniz kuytu köşelerden!...

10 Haziran 2008 Salı

DAYAN KOCA ADAM DAYAN!!!


Ah be koca adamım bunu da mı yapacaktın bana, gözyaşları içinde bana yazılar da mı yazdıracaktın. Oysa ki biz seninle hayata gider yapmayı, zorluklara, hayatın kahpeliklerine, tüm şerefsizliklere hareket çekerek sevdik bu hayatı..

Ama sen koca adam bana yamuk yapıosun. Biz böle değildik. Daha yapacak çok şeyimiz vardı. İtalya'ya gidecez daha inter-milan maçına, Karşı tarafta UEFA finali seyredecez, cümle alem bizi yine manitasıyla oturanlara yan masadan ketçap göndermelerimizle, yaptığımız fırlamalıklarla anacak. Tv'de Avrupa ligini seyrederken rakıyı yine beraber içecez, Akşam sohbetlerinde yine Türkiye'i kurtarcaz yine komplo teorilerimiz olacak. İzmir-İstanbul arası yine mesafe olmaktan çıkacak. Yine acılarımızı mutluluklarımız beraber yaşayacağız. Evdekilerden gizli tribün kovalıcaz. Göz-Göz tezahuratı yapmaya devam edecez. BİZİ YARI YOLDA BIRAKMAYA HAKKIN YOK be koca adam..

Dün bana telefonda sölediklerin rüyalarıma girmeye başladı. Sikerler öyle kanseri de lösemiyi de. Bu kadar güçsü değiliz be koca adam. Yenecez bunu da. Biz beraber neleri atlatmadık ki bunu atlatamayalım. Müge attığı mesaj da 'O artık koca adam değil iyice zayıfladı' demiş. Olsun ulan sen yine koca adamsın. Eninde sonunda yine alırız o kiloları. Hep yaptığımız şey değil miydi yer, içer, sıçmayız yine şişeriz be.

Ah koca adam kelimelerimi bile bitirdin ya. Yazacak bişi bulamıyorum sana. Aslında çok şey var anlatılacak, sölenicek, yazılacak ama kuruyorum, susuyorum, boğazımda düğümleniyor kelimeler. İki damla gözyaşım ve ben varım sadece. Sakın yamuk yapma be Koca adam...

by Patriot

DAYAN KOCA ADAM DAYAN!!!

Ben senin daha çok üstüne atlayıp montunu yırtıcam...
Sipahi daha çok ne mutlu çekicek...


DAYAN KOCA ADAM DAYAN!!!

Hayırlı Olsun Başkan

.
Lüleburgaz'da 2. Aslan dönemi
10 Haziran 2008 Salı 10:25
Lüleburgazspor'un olağanüstü genel kurul toplantısında, kulüp başkanlığına Siyami Aslan yeniden seçildi.
TFF 3. Lig takımlarından Lüleburgazspor'un olağanüstü genel kurul toplantısında, kulüp başkanlığına Siyami Aslan yeniden seçildi. Belediye Meclisi salonunda yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında faaliyet ve gelir-gider raporlarının okunarak ibra edilmesinden sonra, seçimlere geçildi. Tek listeyle gidilen seçimde başkanlığa Siyami Aslan yeniden seçildi. Lüleburgazspor Kulübü Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: Cemal Bektaş, Raif Çobanoğlu, Hakan Deniz, Ahmet Zeki Kılavuz, Turan Gülaçar, Cevat Diril, Abdurrahman Gürkan, İsmail Kırılmaz, Teoman Durukan, Selahattin Tiryaki, Nihat Bulutçu, Hakan Yüzer, Haluk Uras ve Solmaz Doğan.

Heather...Joker...


Hiç bir Joker sana benzeyemez Heather...

Dark Knight!

8 Haziran 2008 Pazar

Campeones...


4 oldu! 3'ü en büyük rakibine karşı!
Back to back champion RAFAEL NADAL!

Nadal vs Federer



Her Grand Slam'in beklenen finali bugün saat 16:00'da!

Canlı yayın: TRT 3

Şampiyon Ivanovic...


Fransa Açık Tenis Turnuvası'nda tek bayanlarda şampiyonluğu Sırp raket Ana Ivanovic kazandı. 20 yaşındaki Ivanovic, finalde Rus Dinara Safina'yı set vermeden mağlup etti.

7 Haziran 2008 Cumartesi

Başkan Bıraktı...

Lüleburgazspor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Siyami Aslan, Lüleburgazspor’da görevini tamamladığına inandığını belirterek, “Aday değilim. Ancak, Lüleburgazspor’un her zaman yanındayım” dedi.
Yeşil-kırmızılı camiada genel kurul için geri sayım sürerken, Görünüm’e çarpıcı açıklamalarda bulunan Aslan, kulüp yöneticiliğinin çok büyük özveri isteyen bir Iş olduğunun altını çizerek, Lüleburgazspor’un kritik günlerine denk geldiği için ağır kalp ameliyatı geçiren babasının dahi yanında bulunamadığına dikkat çekti. Yoğun tempo yüzünden ailesi ve özel işlerine de gerekli zamanı ayıramadığını anlatan Aslan, Lüleburgazspor sevgisinin lafla olamayacağını belirterek, “Liglerin bitimine 6 hata kala babam büyük kalp ameliyatı geçirdi. Ancak, O’nu ihmal ettim ve kendisiyle ile ilgilenemedim. Yanında olamadım. Bu yüzden kendisinden özür diiyorum” dedi.

“Bu yıl zor olacak”
Lüleburgazspor için önümüzdeki sezonun çok daha zor olacağını kaydeden Aslan, şöyle devam etti:
“Bu yıl çok daha zor olacak. Çünkü bütün takımların maddi imkanları bizden çok daha fazla. Diğer takımlar daha şimdiden transfer işlerini çözmüş durumda. Liglerde yer almak çok ciddi rakamlar gerektiriyor.”
“Birlik-beraberlik gerek”
Başkan Aslan, açıklamasında birlik ve beraberliğin olmadığı bir kulübün başarılı olamayacağına inandığını belirterek, bu işin bir-iki kişinin gayretleri ile yürütülemeyeceğini, kulübü tüm kentin kucaklamasının gerekli olduğunu söyledi.
Lüleburgazspor’da geçen yıl için bunu söylemenin pek mümkün olamayacağını belirten diye konuştu.

Kimseye kırgın değilim
Lüleburgazspor Kulübü Başkanı Aslman, görevde bulunduğu süre içerisinde kimseye kırgın ve dargın olmadığını da söyledi.
Kendilerine yöneltilen eleştirileri de Lüleburgazspor’un geleceğine yönelik yapıcı eleştiriler olarak dikkate aldığını anlatan Aslan, “Bu yüzden kimseye kırgın değilim. Bu eleştirilere hep olumlu gözle baktık ve hepsini dikkate aldık ve tüm bunların Lülebrgazspor’a faydalı olduğuna inandık” diye konuştu.
“Tesis bırakacağım”
Lüleburgazspor’a tesis kazandırılması konusunda büyük çaba sarfettiğini belirten Aslan, bunun meyvelerinin kısa süre içerisinde alınacağını bildirdi.
Önceki gün İstanbul Grand Cevahir Otel’de gerçekleşen “Türk Sporu Sponsoruyla Buluşuyor” Kongrsi’ne katıldığını ve burada Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ile bir araya geldiğini belirten Aslan, “Sayın Atalay’dan Turgutbey projesi için söz aldım. Sayın Milletvekilimizin de destekleriyle Lüleburgazspor’un antrenmanlarını gerçeleştireceği bu projeyi önümüzde hafta içerisinde onaylattıracağız. Bu proje sayesinde Lüleburgazspor daha şartlarda çalışma olanağına kavuşacak. Bunun yanında Halı Saha Projemiz de sürüyor. 3 Haziran tarihinde bu projenin de ödeneği çıkacak. Böylelikle Lüleburgazspor önemli bir gelir kapısına kavuşacak. Bu da iş başına gelecek yeni arkadaşlarımıza büyük katkı sağlayacak. Görevden ayrılmadan önce bu iki projede de önemli mesafe olacak ve gelecek yıllar için büyük katkı sağlayacağına inandığım bu tesisleri Lüleburgazspor’a kazandırmanın gurur ve onurunu yaayacağım” diye konuştu.
Aslan, ayrıca görevde bulunduğu süre içerisinde kendisine yardım eden herkese teşekkür etti.

++

Aslan, “Kulübü düşüren takımın başkanı olarak tarihte anılmak istemiyorum. Bu yüzden bu şartlarda devam etmemin mümkün olmadığına inanıyorum”

++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Herşeyden önce veya sonra bir şekilde tekrar profesyonel lige dönmemizi sağladığın için teşekkürler Siyami Aslan!

Senin de, Burgazımızın da yolu açık olsun!