Maç yazısını banakendimdenbaskasıylakonusmakyasak blogundan sevgili armut kardeşimiz yazmış bize de linkini vermek düşer! Eline sağlık.
http://banakendimdenbaskasiylakonusmakyasak.blogspot.com/2011/11/2-2.html
Yazının sonunda okuyacaklarınız ise yine abuk subuk bir duruma düşmek üzere olduğumuzun açık göstergesi. İsim vermemiş ama ben vereyim: Fatih Akyel'in peşine takılmayın sevgili Lüleburgazlılar!
28 Kasım 2011 Pazartesi
27 Kasım 2011 Pazar
Kadınlardan İyi Başlangıç
Umut Var Dedik
İyi ki umut var demişiz! Lüleburgazspor lider İnegölspor ile oynadığı maçtan 2-2 beraberlikle dönüyor Trakya topraklarına... Üstelik 2-1 öne geçmişken... Ne oynadık nasıl oynadık bilemiyoruz ama umarım 2 haftadır aldığımız puanlar bize biraz ışık olur ve yol gösterir.
Not: "banakendimdenbaskasiylakonusmakyasak" blogundan armut maçta olacaktı. Bakalım neler yazacak maçla ilgili, bekliyoruz.
Not: "banakendimdenbaskasiylakonusmakyasak" blogundan armut maçta olacaktı. Bakalım neler yazacak maçla ilgili, bekliyoruz.
24 Kasım 2011 Perşembe
Yöneten ve Yönetilenlerden Ötürü
Pazar günü grubun lideri ile İnegöl İlçe Stadı'nda maçımız var! Umut var mı, umut hep var ama öncesinde çabalamak gerek, çalışmak gerek...
Kariyerli (!) hocamız Mehmet Hünkaroğlu da gitmiş! 13 haftada 2 teknik direktör...
Bizde sabır var da, sizde yok ey yönetenler! Ve yönetilenler... Yeri geldi mi 100 bin kişiyi meydana toplayıp nümayişler yapıyorsunuz (demek ki tepki koyabiliyorsunuz sevgili Lüleburgazlılar) iş şehrinizdeki profesyonel liglerdeki 2 takımınızdan biri olan Lüleburgazspor'a gelince, yoksunuz!
Yöneten ve yönetilenlerden ötürü bu haldeyiz, dipteyiz sondayız...
21 Kasım 2011 Pazartesi
13 Kasım 2011 Pazar
Yine Kayıp
11 Kasım 2011 Cuma
Kimin Türkiyesinin Kupası
6 Kasım 2011 Pazar
Bayramlık
Değer yargıları, geleneksel bir şey gibi gözükse de aslında insanın kendi yargılarıdır, hepsini topladığınızda toplumun değer yargılarına ulaşıyorsunuz... Türkiye toplumu da değer yargılarından fazlası ile dert çeken bir toplum, değer yargıları bir baskı aracına dönüşüyor bir süre sonra... Senden olmayanın ya da senin gibi düşünmeyenin baskı altına alındığı bir ülke burası. Bayramda olmamız ya da bayramı yaşamamız bile değiştirmiyor tüm yaşananları.
1000 yıl önceki bayramın amacıyla günümüz bayramlarının amacı farklı artık! Kendimizi aldatmayalım; insanların ezildiği, ötekileştirildiği, yoksullaştırıldığı bir toplumda;kimileri kurban eden kimileri de edilen. Ve çoğumuz da kurban...
İsmail olmak için yaşamıyoruz elbet ama bir süre İsmail'leşiyoruz. Kurbanlık insanlar çağına geri döndük. Şimdi barbar olanlarımız, gökdelenlerinde oturup, suratına bile bakmadığı, bakmayacağı insanları kurban ediyor. Vahşi çağlara geri döndük. Çetin Altan'ın deyimiyle enseyi karartmayalım ne de olsa, yalandan da olsa bugün bayram...
İnsanın kurban olmasını engelleyecek, tek şey insanın yine kendisi. Ve insanlık onurunu kurtaracak olan da...
İsmail'lerin azaldığı, ırkçılığın ve yoksulluğun olmadığı bir ülke özlemi ve dileğiyle, Kurban Bayramınız kutlu olsun...
2 Kasım 2011 Çarşamba
100'ün İlk Günleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)