Trakyateşi bu kadar kalabalık deplaseyi ancak Trakya içinde yapabilirdi. Bugün de öyle oldu ve ben,comche,doğum günü çocuğu musti ve comchenin peder düştük yollara, soluğu Çorlu'da aldık. General Basri Saran Stadı'nda... Stad değil maşallah kompleks bir yapı. İçeri giriyosunuz daha turnikelere gelmeden halı sahada millet gazozuna maç yapıyor! Futbol aşkı bambaşka derken, stada girip sahaya bakıyorsunuz o da ne ileride kapalı spor salonu var. Gören de Çorlu sporla yatıyor sporla kalkıyor sanacak! Neyse maç başladı. BUrgaz daha ilk dakikadan oyunda hakimiyetini kurdu ancak bunda Çerkezköy'ün etkisiz oyununun payı da vardı. Ahmet Hoca Niliferspor maçının kadrosunda biraz oynamış. Bana göre bu saha dizilişi daha önce izlediğim deplasmanlardaki dizilişten ve oyun kurgusundan başka bir şey değildi. Çift önliberolu sistemle oynuyoruz deplasmanları da bu Çerkez'e karşı oynasak ne yazar.Bu kadar güçsüz bir takıma karşı hücum gücü yüksek ortasha ile işi daha ilk yarıda koparabilirdik. İlk yarı 0-0 bitti. İkinci yarı başlarken şu meşhur 91 numara Ali Erdem oyuna girdi ve ileride daha fazla top yapmaya başladık ancak bir türlü maçın başından beri vasat oyununu geliştiremeyen Burgaz, Deniz'in sağ kanattan harika koşuları ile hareketlendi. Ve yine bir sağ kanat varyasyonunda Deniz içeri şık çalımlar içeri daldı ve Talha'ya al da at dedi. Talha da bu pasın hakkını verdi. Dakikalar 60'a gelirken ilk golümüzü tabelaya yazdık. Musti İngiltere Liginden bir gol seyrettik adeta dedi. Golden hemen sona adamım Uğur oyuna girdi ve artık ileri uç daha da sağlamlaştı. Ve bu sefer de Uğur'un güzel bir pası ile Talha kaleci ile sol çaprazda karşı karşıya kaldı ve güzel bir aşırtma golü izledik. (Comche izleyemdi.) Son gol yine Talha'dan geldi ancak topu eliyle alıp golü attı. Kimse de sevinmezken orta hakem golü verdi. Ve maç bu skorla da bitti.
Golleri çıkarırsak vasatın üstüne çıkamadık. Lüleburgaz'ın her an skoru değiştirebilecek üç adamı (Talha,Deniz ve Uğur) bugün günlerindeydi. Hepsi bu! Üst üste 2 galibiyet alabildik en sonunda bu bize biraz moral olur bence ve havaya girmek için de önemli bir galibiyet elde ettik.
Maçın parodisi: Çerkezköy'ün masörü. Eline aldığı bir plastik bardak su ile kendi oyuncularının sakatlıklarını tedavi etmesi... Şöyleki, Çerkezköylü topçu sakatlanır,hakem kenara işaret yapar ve amcam koşmaya başlar ama elinde çanta falan değil sadece bir bardak su vardır. Topçuya eğilir, kafasını kaldırır ve elindeki suyu avucuna döküp Çerkezköylü topçunun suratına çarpar. Kutsal suyu yüzüne yiyen topçu da hemen ayağa kalkar. Ah benim 3.ligim :)
Not: Maçta aklımıza gelmedi ama Comche'nin zamanında bir lise maçında bu sudan suratına yemişliği vardır! Gece gece aklıma geldi gene güldüm...
3 yorum:
O formalar ne yahu :)
Bizimki ayrı hikaye Çerkezin ki ayrı hikaye. Geçen maç postuna bakarsan aynı formayı nilüfer maçında biz giymiştik.
Çok ilginç be :)
biz kamerun forması çerkez de çek cumhuriyeti forması giymişti sanki :) sanırsın dünya kupası çorluda oynaıyor :p
Yorum Gönder