Pursaklar:1 Lüleburgaz:1
Bu maç yazısına neyle başlamak gerek çok bilemedim bu sefer çünkü bir dünya olay yaşandı.
Yolculuğa Oytun denen holiganın hadi nerde kaldın, yer kalmıyor demesiyle iki ayağımı bir pabuca sokup Kongre Meydan'ının yolunu tuttuk.Ben bindim otobüs kalktı diyeyim siz anlayın nasıl yetiştiğimi.Hal böyle olunca Oytun'la konuştuğumuz nevale alma işini bensiz halletmişler.Ama votkayı alan zihniyet nasılsa benzinciye giricez diyip almamış meyva suyunu.Neyse extensorun sorduğu meyva suyunu genelde biz içtik :).Neyse onu içtik bunu içtik tamam da nevale bitti erkenden.Otobanda olduğumuzdan alkol satan yerde yok.Bi şekilde sabahı ettik ama mola yerlerinde şunu farkettik sevgili hocamız Orhan Suat gezi otobüsü sanıyodu :). Birde boynunda düdüğü.Sabahın körü Ankara'ya girdik.Yolu bulamadılar,kaybolduk falan filan ama allahtan kayolmuşuz yoksa sabahın 7:30unda Anıtkabir'de olacaktık.Sabah 8:30da Anıtkabir'de olabildik.Ama ziyaret başlama saati 9muş.Allahtan 9muş yoksa büyük olaylar yaşanıcaktı benim kendi içimde.Onuda hallettik bir şekilde ama Ulus'a kadar da yürüttüm Oytun'la Barış'ı!Dönüş için takside karar kıldık çünkü bizimkiler içeri girmişti çoktan.Anıtkabir turundan sonra hatıra fotomuzuda çektirdikten sonra Orhan Hocamızın daha 1saat buralardayız demesiyle kendimizi Kızılay'a atışımız bir oldu adeta uçarcasına.Sakarya caddesini biz açtık desek yalan olmaz.Sabahın 10:30unda karşısına dikilip bira isteyen 5Trakyalıyı görünce mekanda çalışan garsonda çok şaşırdı.10numara muhabbetimizi yapıp alkolümüzü alıp stada yol aldık.Ama Barış denen yavru holigan durmak bilmedi :).İlla daha da içelim daha da içelim diye.Aldık elimize biraları stadın köşesinde içmeye koyulduk.Ama polisten ufak bi kıllanmayla kendimizi müthiş pahalı biletleri ve muhteşem tribün yapısıyla Cebeci Stadına attık.
Takımda ilk yarıdan değişik olarak Yozgat'tan gelen Tolga ve ilk yarıdaki son Yalova maçı hariç yedek oturan kaleci Burak vardı.Maça Pursaklar biraz daha iyi başladı ama bunda 9numaralarının rolü kadar stoperimiz Hakan'ında sezon başından beri en kötü futbolunu oynamasının da rolü çok büyük.Maçı dengeye getirdikten sonra yavaş yavaş karşı kaleye yüklendik ama kanatlarımızın yeteri kadar verimli olamaması yüzünden ataklar hep hüsranla bitti.Zaten ilk yarı herhangi bir organize atağımız olamadı.Golüde duran toptan Kral'ın golüyle bulduk.Ama daha gol sevincimiz bitmeden Pursakların 9numarası öyle bir gol attı ki gidip geldiğim bütün yollara değecek güzellikteydi.
İkinci yarının öyle ahım şahım bi yanı olmadı bir anda patlayan pozisyonlar dışında ki maçtan çok holigan biraderlerin devre arası katakulliyle içeri soktukları biraları içmekle geçirdik.(stadda bira içip maç izlemek çok keyifliydi vallaha.)Pursakların 2topu bizim bi topumuz direkten döndü.Bir penaltımız verilmedi,son saniyede yeni transfer Deniz boş kaleye yuvarlayacağı topta aşırtma yapınca(ki o anı adeta saliseleri dakika gibi hissederek seyrettim.)Ankaradan,anakaradan bir puanla çıktık.Ama takımla ilgili düşüncem hala bu ligin en iyisi olduğumuz yönünde.Ulaş'la yaşanan sürtüşmeye gelirsek de bütün maç hiçbirşey yapmıcaksın,senin kanadın koridor olacak,yakalayacağın topa koşmayacaksın sonra sana laf söylenince tribüne bakacaksın.Yok öyle bolluk Ulaş efendi.Sen para alıyorsun orada oynamak için ama biz herşeyden feragat ediyoruz sizleri orada desteklemek için.Yok öyle sezonda bir maç oynayıp diğer maçlarda elini beline koyup dolaşmak,tribüne sinirli bakmak.Adam ol aklın alınmasın!!!
Dönüş yolunda extensorun acemiliği bizde olmadığından ve otobüsün buzdolabının orada oturmamızın avantajı ile gayet güzel votka ve meyva suyu stokumuzu yapıp yola çıktık.İlk karar Ankara çıkışında içmeye başlamaktı ama artık bünye iflas etmişti.Hepimiz sözleşmiş gibi birer saat uyuyup uyandıktan sonra votkalar teker teker açılmaya başlandı.Gayet sağlam stok yapmışız ki nerdeyse Silivri'ye kadar yetti nevale. Dediğim gibi buzdolabının hakimiyetinin bizde olması sebebiyle uyuya kalanların(sızanların) kalan biralarada gözümüzü diktik.Burgaz'a indiğimizde Barış'ın teklifiyle kendimizi Lokal'de bulduk. Fazlaca içtik,belki kendimizi bozduk biraz,dertlendik kederlendik ama güzeldi herşeye rağmen.
Dönerken bir daha deplasman yapanı dedim Oytun'a ama biliyorum ki ilk deplasmanda gene arayacağız birbirimizi var mı bişey,gidiliyor mu diye.
Ama mümkünse böyle gitmeyelim bu otobüslerle gitmeyelim extensorunda bahsettiği gibi yandık kavrulduk,kavruldukça kızardık.
Geri verin 302lerimizi.
3 yorum:
Yazın bakalım bekliyoruz. Selamlarınızı aldık. Bizden de size selamlar olsun. Askere de çok selam.
Kütahya'ya da uzanmak dileğiyle.
Sahi Kütahya maçı ne zamanmış hocam?
of of... olm bunlar yazılır mı? bu çocuk çarşı iznine çıkar diye hiç mi düşünmediniz?
cem ılmazın deyimiyle "oha napıyorsunuz siz?" :)
Yorum Gönder