Geçen gün Bakırköy’ün işlek bir caddesinden koştura koştura yürüyorum. Önümde iki liseli yürüyor tam onları sollarken içlerinden cılız olanı “ay ne yakışıklı çocuk” diye mırıldanıyor. Ve önündeki trafik levhasının direğine kafayı toslamaktan son anda kurtuluyor. Ben nerem yakışıklı diye karşıya geçerken, en sakallı ve her biri ayrı telden çalan saçlarımla bir anda havaya mı giriyorum ne? Beynimin arkalarından bir dizi artistini gözümün önüne getiriyorum. Yürüyüşüm anında değişiyor. Birazdan eve gidip çoraplarını bir köşeye atıp televizyonun karşısında spor programı izleyecek ben değilim de; kanunsuz adamların teksas pokeri çevirdiği bir mekanı basacak, cemiyetin en hızlı silah çeken dedektifi moduna giriyorum. Libidom tavan yapmış! Neden liseli kızın birinden 2 saniyelik güzelliğime övgü duydum diye! Len ben o kızı tanımıyorum bile…
Sonra bir zamanlar şehirlerarası otobüs yolculuğunda (Yılmaz Erdoğanlaşmaya gerek yok. Alt tarafı otobandan yağ gibi kayan bir otobüsün içinde, 2 saatlik yolculuk…) “güzellik işe yaramıyorsa bir hiçtir” gibisinden bir laf okumuştum. Kim etmiş bu kelamı hatırlamıyorum. İki tahminim var gerçi: Biri Şekspir öteki Nietzsche… Biri tiyatronun asil çocuğu,öteki Zerdüşt’ün buyuran çocuğu… Nasıl bir bağ kurduysam aralarında artık! Neyse dağılmayalım. Okuduğum lafa gelelim… Kendimi fazla beğendiğim zamanlarda okumuştum bu lafı. (Yanlış anlaşılmasın fiziksel olarak, yoksa ruhsal olarak yerlerde sürünüyorum!) Hatta birilerine de mesaj atmıştım, “bak böyle bir laf var” diye, gelen cevapla dumur olmuştum: “Ee, ne yapayım şimdi!” Hakkaten ne yapacaktı o zaman! Boş işler ve ben oyununu oynamıştım, otobandan bir otobüsün içinde yağ gibi kayarken. Alacağın olsun Selocan, her yerde çekmek zorunda mısın?
Bu akşam da Taksim’den dönerken yanıma bir kız oturdu etine dolgun birisiydi! Aklıma bu sabah okuduğum bir haber geldi. Şişman kadınlar daha iyi sevişirmiş… Yine beynelmilel bir araştırmaymış… Yahu ne var bunda dedim! Biz Türk erkekleri yıllar önce işi çözmüşüz zaten. Boşuna mı balık etli hatun hastasıyız?
Son olarak yeni başkanımıza başarılar demek istiyorum! Hani M.L.King’in bir hayali vardı ya, bu Barrak’ın şirketleşmiş Amerikan başkanlığı oldu… Şanslı pezevenkmiş! Sen işini bilirsin başkanım. Çok yaşa başkanım. Dualarımız sizinle. Ne de olsa din kardeşiyiz! Ehe ehe ehe… BİTTİ.
9 yorum:
o yakisiklinin hissettigi celiski,aslinda tamda yasama sebebi olcak cinsten degil mi?yanii senin istedigin kisinin,ona neler yapmaya raziyken neler verebilcekken yani fiziken haric ruhende hazirken, seni istedigin gibi begenmemesi ama sonra dunyanin alakasiz bi yerinde baskasinin daha taaa karsidan ne hos cocuk demesi:) yanii bu bana bazen ayna karsisinda (su kendimizi begendigimiz zamanlarda), bi gomlek giydigimizde bir sacimizi taradigimizda hep sunu hatirlatiyor, ben birine neler veriyorum almiyor ama disarda buna muhtac bunu isticek hatta ASK arayan bir suru insan var....SIRF BUNUN ICIN BILE YASANIR dedirtiyor ve belkide bu motivasyonla ayakta duruyorum....yaniii kurumus dudaklarimi bir gun izmirli yada californiali bi kiza dayayabilme hayali, ihtimali var az da olsa....yani biz hep soguk sehirlerde, kuru iklimlerdeki kizlarin pesinde olsakta, o sicak hayal bizi hayata bagliyor
ne demişti Yaşar Günaçgün abimiz;
Aşk sevdiğim şehirler gibiydi...
Velhasıl kelam yolda birinin bizi beğenmesi veya tek bi bakması mıdır bizi kastırtan? ya da biz zaten her daim kasılmaya hazır insanlar mıyız?
Ahh californialı kızlar...
bu lavuk arkadaş Selocan'a niye teşekkür etmiş ki şimdi? Çok afedersiniz kol gibi faturalar için mi? :)
o lavuk arkadaş bana kalsa o selocanın nolursa olsun illa çekmesine sövmüştür.
vücuttaki alkol oranı ile selocanların çekme seviyesi ile birbirine bağlı olmalıydı zamanında... :)
yok vallaha volkan haklı! kol gibi faturalara sövdüm zamanında ve hala da sövmekteyim... o mesajı da hiç de sandığınız kişiye çekmedim yanlış anlaşılma olmasın :) plizzz
attıkça atmışsın ayrıca bloga küfür yazmışsınn...ne biçim bi yazar bu...diğer yorum yazan arkadaşlar anladığım kadarıyla siz yazarsınız...bu işe bir dur deyin lütfen...bu kekoyla olmaz bu iş...
o diilde kendisi hafif tombul ablalardan hoslanırken cılız olan liselinin laf atması bir ironik
len adsız sen kimsin ki? kendini gizliyorsun bi söylebakim sen ban!!!
Yorum Gönder