26 Kasım 2008 Çarşamba

LÜLEBURGAZ-Üsküdar


Kamusal işler ve "Hafta Sonudur Trakya Zaten Sarhoştur" etkinliğinden sonra pazar akşamı İstanbul'a döndüğümde internet bağlantımın 1000 küsürüncü yokluğu,kopukluğu,kesikliği,hiçliği yüzünden maç için söyleyeceklerimizi şimdi yazabiliyoruz...Ne diyim büyüksün Kablonet! Sen olmasan internet hayatım sönük geçicek...
Üsküdar ile yenişemiyoruz bir türlü! Geçen sezon da 2 maçı kaybetmiştik. Maçtan önce hocamız değişmiş, sahaya çıkan kaptanımız değişmiş.Ortsahada rotasyona girilmiş ama bir tek Ulaş olduğu yerde ve bizi daha maçın başından sinir etmeye başlamış! Üsküdar'ın ileri uç elemanları iyi,özellikle Tahir... (Geçen sezon bizim takımın kadrosunda olup da oynatılmayan genç Tahir.) Koşan ve önde basan Üsküdar'a karşı ilk yarı çok zorlandık. Nedeni açık ortasahada var bir şeyler... Tutmuyor bir türlü dikiş! Futbol 15 sene öncesine göre daha hızlı oynanıyor. İster Barcelona olun, ister Lüleburgazspor; dirençli bir ortasahanız yoksa işiniz çok zor. Sezon başından beri ,galip geldiğimiz maçlar da dahil, karşı takımın ortasahaları en çok öne çıkan topçular oluyor!
Ortasaha olmayınca Erçağ bir saha bir sola bir geriye koşmaktan yoruluyor. Burgaz çocuğu Tolga da, o çocukluk işinden ekmek yemeye devam ediyor, sürekli düşen bir performans. Ve de anlamsız bir şekilde Erçağ ile forvette oyun içi değişimlerini, çapraz koşuları yapamıyor. Ya uzak Erçağ'a, ya da yapışık oynuyor.
60'tan sonra Üsküdar oyundan düşünce 1 gol ve 4 tane de net gol pozisyonu buluyoruz ama o topu kaleye ikinci kez sokamıyoruz.Maç da 1-1 bitiyor...
Gelelim hakem hadisesine. Süper ligde, hani o penaltıları, elleri,kolları, ofsaytları görmeyen hakemler var ya; işte onlar bu sahalardan yetişiyorlar. Kariyerlerinin daha başında eyyam yapmaya alışırsan böyle gidiyor Türk hakemliği! Blanka yazmış çıkan olayları! Ben de yazıp canımı sıkmak istemiyorum bir daha... Şu kadarını diyeyim. Bizim sahamız olmuş kolay deplasman, rakiplere korku vermiyor! Hatta o kadar vermiyor ki, bir densizin (o da Üsküdarlı topçu kadar suçlu) bizim tribünden attığı taşı alıp aynen tribüne atıp bir taraftarın alnını yarabiliyor. Yani kan çıkartıyor! Maç sonu Lüleburgaz emniyet müdürüne de kıçımızı yırtmak kalıyor:"O 13 numara (eşofmanlı ) yı alsanıza..." Boşa tabii bütün nağmeler, ordan birahaneye gitmeler...

Hiç yorum yok: