30 Kasım 2008 Pazar

Y.Bosna-LÜLEBURGAZ

Sabah kalkınca bu maça gitsem mi gitmesem mi ikilemendin sıyrılıp kendimi metroya attığımda, kırk yıllık Bayrampaşalı amcamı yatağından kaldırttım. Kuzene: "Söyle amcama onu maça götürüyorum" dedim. Eve vardığımda Beşiktaşlı amcam, dün akşamki yenilginin sinirinden hala kurtulalmamış,"yıllarca top oynayan adamım demek ki ben bu toptan anlamıyorum amcacım diye" serzenişlerini şahsıma ilettmişti.
Stada vardığımızda hayretler için de kaldım. Bu stadda mı daha 4 sene öncesine kadar süper lig maçları oynanıyormuş? Pes doğrusu! Vefa stadından biraz hallice,işte anca zemin karşılaştırmasında Vefa stadını geçer Bayrampaşa Çetin Emeç Stadı...
Maç öncesi amcama bizim topçuları tribünün en önünde anlattım. O sırada arkamda Boşnakça konuşmalar almış başını yürümüştü. Bir ara dedim acaba ben İstanbul'un göbeğinde değilim de Novi Pazar'da mıyım? (Gürcan'a selam ederim!)

Maç başlarken oyun sistemimiz yine 4-5-1. En önde Erçağ arkasında Tolga. (Ah şu Avrupa'dan ya da Süper Lig'den maç izleyip kendi takımını da öyle oynatan Türk hocaları...) Geçen haftaki maçta ikinci yarının en etkili adamı Talha onların arkasında. Ulaş-amama ise sol açıkta her zamanki gibi bal yapmayan arı misali. 5 dakikada belli oldu her şey Y.Bosna zayıf ne ortasahaları iyi ne de kanatları... Arka arkaya üç pas bile yapamadıkları dakikalar da başlayınca oyunu rakip sahaya yıktık! Zaten gol de ilk yarım saat dolmadan geldi. Erçağ'ın sağdan kestiği ortaya (bu maçın da ilk yarısının en etkili adamı) Talha kayarak kafayla vurdu. İkinci gol de peşinden geldiğinde Erçağ birkaç haftalık suskunluğun ardından geri dönmüş oldu. İlk yarı sona erdiğinde Talha ile Bosnalı topçulardan biri ufak çaplı sürtüşme ve soyunma odası önünde itişmeler kakışmalar... Bu sebepten mi bilinmez ikinci yarı başlamadan kenarda 6 numaralı tabelayı gördüğümde eyvah dedim yine önde olmanın vermiş olduğu durum ve bu sürtüşmeden dolayı, Talha'nın yerine Başar girdi ve çift ön liberoya döndük dedim. Oysa oyunu yönlendiren tek ortasahamız Talha'ydı. İkinci yarıda ilk yarı gibiydi ve Tolga da oyundan daha 55. dakikada çıktığında tek forvetliliğimizi perçinlediğimizde (ki Tolga forvet arkası oynamıyor ama hocaları ısrar ediyor) Bosna'nın hali kalmamıştı ve üçüncü gol de Erçağ'dan geldiğinde, Bosnalılar tribünleri boşaltıyordu. Sonrası malum gereksiz sertlikler ve kaçak atılan toplara döndü,Bosna ilk etkili şutunu son dakikalarda çekiyordu. Anlayacağınız Bosna'nın durumu çok zor bundan sonra.

Gelelim dikkatimi çeken bir noktaya. Erçağ gol atıyor Tolga dışında kimse tebriğe yanına gitmiyor! Tolga da oyundan çıktıktıktan sonra, attığı ikinci golden sonra tek başına korner direğinde seviniyor. Başkana bu gol senin gibisinden işaret yapıyor. O sırada Burgaz'dan maçın durumunu sormak için arayan Vedat Abi'ye durumu anlattığımda; "Tolga ile ikisi Zeki Hoca'yı yediler işte " diyor. Bu arka arkaya üç mağlubiyeti açıklar mı bilmiyorum ama bu maçta yaşanan durum kafamı karıştırdı.Ve haftaya -ki adına "çatırtı haftası" demek gerek- zirvenin ilk dört takımı birbirleri ile oynarken işlerin çok da olumlu olmadığını görüp endişeleniyorum.

Maçı futboldan gerçekten anlayan ve Bayrampaşa sahası yapılmadan önce yerinde olan toprak sahada fırtına gibi esen amcamla izlemek ayrı bir keyif oluyor benim için. Eski günlerden bahsediyor, anektodlar veriyor. Amcam ki; Bolusporlu,Fenerbahçeli Fedai [Karabaş]'nin Kartaltepespor'dan takım arkadaşı. Amcam takım kaptanı ve takımın on numarası. Ama işte başlamadan solan yetenekler -ne yazık ki- den biri oluyor. Kuyruk sokumundan sakatlık yüzünden, onu almak için gelen Tekirdağlı yöneticiler takımın ikinci adamı Fedai ile anlaşıyorlar...
Son olarak 3.Lig tüm kalitesizliği ve seyir zevkinden uzaklığı ile futbol severleri memnun etmiyor. Ve bu zevksizliği izlemek için 10 ytl isteniyor. NOKTA!

1 yorum:

blanka dedi ki...

pazar günü ya hep ya hiç...
artık gelen takımada hakemlere de deplasmanın ne demek olduğunu gösterme vakti :@