29 Aralık 2007 Cumartesi

Al bizi kollarına bu akşam....

Ey alkol al bizi şefkatli kollarına! Rakı, bira.... Geliyoruz, içiyoruz bu akşam.......

Durmak yok, transfere devam

Turgut Doğan Şahin

Hakan Vural Koçaslan

Lüleburgazımıza Samsunspor'dan katılmışlardır. Hayırlsı olsun.

Maç yazısı #2

Maç yazısına başlamanın zamanı geldide geçiyor bile yazıyı geç yazmamın nedeni futbolu özlediğimiz şu gunlerde bu yazının futbol hasretini birazda olsa dindireceğine inanmamdır . Orhangazi deplasmanına körfez macında alınan galibiyetten sonra başkanımızın 2 otobüs söz vermesiyle gideceğimiz kesinleşmişti ama ne hikmetse mactan 2 gün önce bayramlaşmak için baskanı aradıgımızda başkanın otobüslerle ilgili kesin bisey yok demesiyle moralimiz bozuldu. Kafaya koymustuk bi kere! O gece alınan kararla kendi imkanımızla da olsa gidicektik. Bu sene ilk yarının son maçında takımı yalnız bırakamazdık. İlk yarı boyunca nerde takımı yalnız bıraktık ki? Ertesi gun öğlen saatlerinde haber geldi ki yönetim iki olan otobüs sayısını 1'e düşürmüştü. Olsun yine gidicektik. Ama sayımız 75'di. Otobüse nasıl sığacaktık? O problemle karşı karşıya kaldık bu seferde. Yaşı kucuk olan arkadasları biraz eledik ve gelmeyenlerle birlikte bir otobüse dustuk yinede bi otobüsten fazlaydı sayımız. Gece saat 3 gibi dernekten hareket ettik her deplasmana oldugu gibi buna da erken gitmeliydik:)ve yolda corlu'ya geldiğimizde otobüste 3 kişi sarhoş olmuştu bile otobüste bu sefer cok sağlam içki vardı içiyoz içiyoz bitmiyodu:)) sabah saat 8 gibi yalovadaydık. Kardeş taraftarımız, yalovalılar bizi bekliyolardı onlarla biraz muhabbet ettikten sonra tekrar yola cıktık. 10 gibi artık tanıdığımız orhangazideydik. Bir kısmımız arabada uyumaya kaldı, bir kısmımız etrafa dağıldı. Herkes mac saatine kadar oyalanıcak biseyler buldu. Maç saati yaklaştığında toplandık ve stada dogru hareket ettik deplasman tarafına geldiğimizde gorevliler bizi gecen sefer aldıkları yere değil onun yanında bulunan 30 kişilik ufak yere kapatmaya kalktı, bizde oraya girmeyeceğimiz,i gerekirse macı dısardan izleyeceğimizi söyledik. Bunun uzerine orhangazi genclerbirliği yönetimi aldığı yanlış karardan vazgeçti. Tribunde yerimizi aldık. Maçla ilgili fazla bisey yazmıyacam takım iyiydi. Bence 3 gün oynansa berabere biticek mactan yenik ayrıldık. 1 tek hata 3 puandan etti bizi öne geçtikten sonra orhangazi genclerbirliği taraftarından bikac kişinin bize küfür edip hareketlenmesinden sonra gergin bir ortam oldu. O küfür eden şapkalı amcayı nedense 80 den sonra dışarı doğru kaçarken gördük ve almamız gereken maçtan 1-0 mağlup ayrıldık. Kazansak alt tarafla bağlarımızı koparıcaktık, üst tarafa yakın olucaktık ama olmadı. Bir deplasmanda bizim için boyle bitti artık ikinci yarıyı bekliyoruz ve tabiki orhangazi genclerbirliği taraftarını maçta onlara söylediğimiz gibi Burgaza gelene bilet bedava:))

Oytun Yay tarafından yazılmıştır.

28 Aralık 2007 Cuma

Yeni umutlarla..

Lüleburgazspor, Kocaelispor'dan Oktay Pop'un ardından, Çaykur Rizespor'un PAF takımı oyuncuları Reha Çanakçı ile Serdar Elmas'ı da renklerine bağladı. Serdar ve Reha kiralık olarak takımımıza katılmışlardır.

27 Aralık 2007 Perşembe

İlk transfer...


30 Mart 1988 İzmit doğumlu Oktay POP Lüleburgazsporumuza transfer olmuştur! Hayırlı olması dileğiyle....

insomnia

26 Aralık 2007 Çarşamba

Tek Yasak

Özgürlüğün geldiği gün
O gün ölmek yasak!

Cemal Süreyya

Fazla söze ne hacet!...

25 Aralık 2007 Salı

Arrivederci 'Il Capitano'


Azmin ve istikrarın simgesi olan bu mavi gözlü adam sezon sonu futbolu bırakıyor.1985'in Ocak ayında başlayan 23 senelik muhteşem kariyeri boyunca kazandığı kupaları,elde ettiği başarıları saymaya pek gerek olmadığı düşüncesindeyim.Sağ ayaklı adamdan sol bek mi olur diyenlere en güzel cevabı vermiştir seneler boyunca...Mayıs ayından itibaren Milan maçı izleyen gözler ne onu görebilecek ne de 3 numaralı formasını!..


Güle Güle Büyük Kaptan!!

Sabahın 8'i

Saat sabahın 8'i gözde bir gram uyku yok. Zaten 3gündür Burgaz Londra tadında her saniye sis, her saniye duman(kimse yok işime karışan :) Bakalım bu britanya tadı , soluğu nereye kadar devam edicek? Yok eğer devam edicekse varsın gelsin aleler,lagerler ve guinnessler...(en koyusundan)

ha dersin ki efes yetmiyor mu diye; o bizden,hatta başka bir deyimle damarımda kanımsın....


Doktor Efes...

Dertlerimin dermanı doktor....

24 Aralık 2007 Pazartesi

Yine Bize Hüsran

Orhangazi GB 1 - 0 Lüleburgazspor

Bize yine hasret var bize yine hüsran....

27 Ocak İkinci yarının başı , her hafta geri saymak istiyoruz artık!

21 Aralık 2007 Cuma

UEFA Cup

Anderlecht - Bordeaux
Zenit - Villarreal
AEK - Getafe
Bolton - Atletico Madrid
Galatasaray - Leverkusen
Aberdeen - Bayern Münih
Brann - Everton
Zurich - Hamburg
Rangers - Panathinaikos
PSV - Helsinborg
Benfica - Nürnberg
Werder Bremen - Braga
Sporting Lizbon - Basel
Marseille - Spartak Moscow
Slavia Prag - Tottenham
Rosenborg - Fiorentina

İlk Yarının Sonu...

23 Aralık 2007 13:30

Orhangazi İlçe Stadı

Champions League

Celtic FC - FC Barcelona
O.Lyonnais - Manchester United
FC Shalke 04 - FC Porto
Liverpool FC - Internazionale
AS Roma - Real Madrid CF
Arsenal - AC Milan
Olympiacos - Chelsea FC
Fenerbahçe SK - Sevilla FC

20 Aralık 2007 Perşembe

Güle Güle Nusret Baba!..


(1942-2007)

İyi Bayramlar

Aslında bu yazıyı blogun kurucusu blanka'nın yazması gerekirdi amma velakin kendisi aşk telaşına düşmüş heyecandan insanlığını unutmuş tırım tırım yollara düşmüştür.Ne diyelim Allah sevgi mutluluk huzur güven barış versin hayırlara vesile etsin!Esas konu ise şu kaç kişi okur bilmem ama okuyanların ve bu okurların tüm tanıdıklarının,onların ailelerinin,o ailelerin tanıdıklarının velhasıl kelam cümbür cemeat tüm herkesin mübarek Kurban Bayramını kutlar herkese Cennet'ten mekan dilerim...İyi Bayramlar

19 Aralık 2007 Çarşamba

Aradaki Fark!..

İtalyan verdi.....


Yavuz Şeçkin...Yani Avrupa yakasının Sertaç'ı.Youtube'da birçok videosu var Yavuz'un Minübüsü isimli...İlker Yasin anlatımıyla bizi bizden alan...O kadar komik ki gözlerinizden yaşlar akıyor gülerken...Gerçi herkes izlemiştir şimdiye kadar duymayan varsada benden duysun dedim.Bu videolardan bir kaç anektod;Şimdi onlar düşünsün, ve italyan verdi,yapmayın çocuklar yapmayın döndürmeyin Schevchenko,ve yazı geldi yapmayın çocuklar bir haftadır antremanlarda buna çalışıoruz,ve 2 dünya şampiyonluğu olan Togo'dan soyunma odasından gol yiyoruz,Milanlı Cem Baki,İtalya aradığı tacı buldu...Bence dinleyin pişman olmazsınız.Son bir tane daha:Burhan Çaçan ve koooooorrrrrrrrrrnnnnnnnnnnnnneeeeeeeeeeeeerrrrrrrrrrrrrrrrrr..............

www.youtube.com/watch?v=sZoEjgaoolY

18 Aralık 2007 Salı

Sen Geliyorsun Ya...


Perşembe sabaha karşı 5.00!... Atatürk Havaalanı Dış Hatlar...

Eşref Sencer Kuşçubaşı nam-ı değer KUŞÇUBAŞI EŞREF



İlk yazım bu benim Trakya Ateşindeki.O yüzden de bir ilkle başlamak birazda tarihten bahsetmek istedim.İlk derken Hellenistik Yunan zamanındaki tanrılardan yada polis takma isimli şehir devletlerinden değil tabi ki.Bunlardan daha az bilinen fakat daha değerli olması gerekirken kimsenin pek ilgi göstermediği birinden....Şu an Trakya üzerinde yaşayan Türklerin kurtarıcısından.İlk Federi Trakya Cumhuriyetini kuran adamdan.Kuşçubaşı Eşref Paşa'dan.Biraz tarihle ilgisi olanlar birazda derin devletle ilgili kitap karıştıranlar anımsar bu ismi.Bir de Trakya otobiyografisine ilgi gösterenler tabi...Çünkü bu adam hepsinin içinde kilit bir rol oynamış zamanın behlinde...Sultan Abdülaziz'in kuşcubaşısı Mustafa Nuri Bey'in oğlu...Harb okulunun son sınıfında Yeni Osmanlılarla ilişki kurmak suçundan Hicaza sürülen Kuşçubaşı Eşref...Sürgünde de rahat durmayan Jön Türklerle işbirliği yapan adam...Ondan sonrada İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütlenmesinde çalışan asker...Bütün bu genel uğraşların yanında yalın kılıç bir savaşı daha vardır ki işte bu kısım Trakya müptelalarını ilgilendiriyor.Tam sayı bilinmesede 54 ila 56 atlı askerle Trakyaya yürüyen Trakyayı örgütleyip Bulgar zulmünden kurtaran ve sonunda Batı Trakya İslam Cumhuriyetini (1913) kuran Kuşçubaşı Eşref bu devletin bekasının sürmesi için bayrak yaptırmış,para bastırmış,pasaport çıkarttırmış taki en büyük paşa ondan ülkeye katılmasını emredene kadar...

Şimdi sırada ise derin devlet denilen kurumun Türkiye tarihindeki ilk atılımına geldi sıra...Teşkilat-ı Mahsusa...Şimdi bilinen adıyla MİT'in atası...Paşa bir görev adamı olarak bu kurum kurulmasında da aktif rol oynamış ve birinci dünya savaşının 2. safhasında bu kuruma başkanlık yapmıştır.Derin devlet sözü geçtiği için bu büyük adamı kötüleyenleri duyar gibiyim.Bilmedikleri bir şey var.Derin devler günümüzde Türkiye sınırlarında kullanıldığı gibi korku ve öfke yaratan bir kurum değildir aslında.Türk tarihiyle yaşıttır ve bilinen kaynaklara göre böyle bir örgütlenme ilk defa Attila tarafından kurulmuştur.Bu sayedeki Attila oğlunu ölümünü at üstünde 4 aylık bir mesefaden 1 gece içinde öğrenmiştir.Ve bu sayedeki Kurtuluş savaşında silah kaçırılabilmiş,halk örgütlenebilmiştir.Tekrar dönelim esas konumuza.Bir çok savaştan sağ çıkan paşa Kurtuluş savaşından sonra dağıtılan ve düzenli orduya geçilme çabası dolayısıyla fesh edilen Kuvayi Seyyare'nin kurucularından olduğundan sebebi hala bilinemez Yunan bölgesine geçmek zorunda kalmıştır.Ve rivayet edilirki T.B.B.M. karşıtı çalışmalar içine girmiştir.Bilinmez belki padişahçıydı yada hilafetçi aynı Enver Paşa gibi.Üzücü olan şudur ki Lozan Antlaşmasıyla birlikte 150likler listesine dahil edildi ve ülkeye girmesi yasaklandı.Daha sonra çıkan afla birlikte ülkeye geri döndü,İzmirdeki çiftliğinde vefat etti.Kimilerine göre haindir o ,Çerkez Ethem gibi(O da ayrı bir tartışma konusu yakın arkadaşlarımdan biri çerkezdir ve kesinlikle reddeder hainlik konusunu) kimilerine göre bir kahraman.Ne olursa olsun bir Trakyalının göğsünü kabartıcak işler yapmıştır ve bu bile bize yeter.Biz,bu nillet ve tarih onu minnetle anıyoruz.Sana selam olsun paşam...Bu arada artık biz Türk gençlerinin başkalarının kahramanlarına değilde kendi içimizden çıkan binlerce kahramana ilgi göstermesini ümit ediyorum...

Daha Neler Görücez Bakalım?..

Biz daha ilkokula gidiyorduk Burgaz'a ilk halısaha ıldığında. Ne garip gelmişti hepimize. 90ların başıydı. Şimdi yıl 2007! Burgaz'da buz pateni pisti var. Bakalım daha neler görücez? Bununla ilgili kapsamlı yazıyı tierra'ya bırakıyorum.

17 Aralık 2007 Pazartesi

Kalınlaştıııııııııııııııııııı

Daha Gidecek Çok Yolumuz Var!

Maçla ilgili yazıya maça nasıl gelindiğiyle başlamak sanırım daha mantıklı olucak.Aylardır beklenen galibiyetin gelmemesi,üstüne üstlük bünyenin daha uykuya doymamış olması ile bağlantılı bir uyuma hali vardı.Neyse ki kaldıran uyandıran oldu.Ee tabi maç saatinden bir buçuk saat önce kalkınca insanın gözü televizyona kayıyor. O sırada gözünüze takılan ve bir daha ancak gelecek sene bile izleme ihtimalinizin düşük olduğu bir maç! MİLAN-BOCA! Maçda öyle bir başlıyor ki ya gitmesem mi diye düşünürken kendini sokakta buluyorsun.Sonra aylardır anlatmaya çalıştığın şeyi yaptığını görüyorsun yönetimin. Açık 5lira!Daha bir şevkleniyorsun. Bugün diyorsun olucak ya artık! Tavuk bacağını bulduk, hocayı kovduk!Artık diyorsun. Sonra ilk iki maçta yaşadığımız turnike rezaleti baş gösteriyor. Ancak milli marş okunurken içeri giriyoruz.Rakip seyirci gelmiş. :) Onların yanına geçmek lazım.Zaten delinin biride bağrınıyor kendi çapında.Hazır eğlencede var.Bu arada comche yorumu patlatıyor;aga kırmızlar mı Burgaz beyazlar mı?Al di mi gözlüğünü bi kerede yanına. :)

Maçın başlamasıyla anlıyoruz ki gerçekten basiretsizlik gidendeymiş.Lidere karşı dişediş oynuyoruz, basıyoruz! Maçın hemen başında serbest vuruş kazanıyoruz, comche rıdvan'a pabucunu ters giydirircesine; aga gol olur, şöyle güzel bir frikik izleriz diyor!Demeye kalmadan körfezin kaleci bizimle birlikte seyrediyor ağlara giren topu.Yahu oluyor mu ne?Bundan sonra körfez daha sağlam basmaya başlıyor 6 ve 7 numaraları ile.Ki bu ikisi iyi futbolcu oldukları kadar karaktersiz adamlar! Hazımsız insanlar! Koluna kaptanlık bandını takan 6numaraları ceza sahası dışından vuruyor top üst direğe çarpıp,fizik kurallarını alt edercesine Muharrem'in ellerinde kalıyor.Yok yok büyü hasandaydı yorumları yükseliyor bu seferde 8Kasım'dan.:)Maçtan sonra çok olay çıktı ama olayların başlama anı kaptanları olucak adam müsvettesinin top toplayıcı çocuğa küfür etmesiyle başladı!Bilindiği üzere gaza gelmeye, sinirlenmeye gayet müsait bünyeye ve geniş bir küfür dağarcığına sahip 8Kasım holiganlarımız yine numunelikleri ortaya döktüler!:)Bende hayatımda ilk defa sahadaki bir adamla gözgöze gelip küfürleştim.(7numara)İlk yarıyı kazasız belasız atlattıktan sonra yorumlar gelmeye başladı ve doğru tahmin Cenk abiden geldi.Ya onlar atar 1-1 biter yada biz 2leyip alırız ama alt olur dedi!

İkinci yarıya beklenildiği üzere körfez tempolu başladı.Gerek futbolla gerek çirkeflikle.Kontradan çok pozisyona girdik ama değinmeden geçemicem,(tierra'ya selam olsun)Ulaş öyle bir gol kaçırdı ki akıl ve mantıkla açıklanıcak birşey değildi.Sağ altıpastan topu taca attı!Daha sonra Tolga'nın şık plasesiyle son dakikada durumu 2-0'a getirince az biraz azdık,coştuk!Sonunda olmuş muydu ne? Bunlar senenin başında olsaydı diye düşünmeden edemiyor tabi insan!(Ensar'ın ayağı uğurlu:)

Asıl olanlar bitiş düdüğünden sonra oldu!Maçın bitimiyle birlikte hazım zorluğu çeken 7 tribüne şişe fırlattı! Daha öncede dediğim gibi yapısında ateş bulunduran Burgaz insanı kendilerine karşılığı fazlasıyla verdi!Hatta kova gördüm ben sahaya atılan!Soyunma odalarının girişinde de bir arbede yaşandı.Bizim maçı birlikte izlediğimiz topluluktan gelen yorum kaç hafta kapalıya gittik birşey olmadı şimdi olana bak deyip iç geçirmek, yahu orda olsak bizde atardık demek oldu!:)

Ama sonunda kazandık hemde lideri devirip!Çok özlemişiz be aga!

DAHA GİDECEK ÇOK YOLUMUZ VAR!

16 Aralık 2007 Pazar

Sonunda....

Lüleburgazspor 2 - 0 Körfez Belediye

maçla ilgili daha sonra....

Tribün




Geç oldu ama...

Every ultra is different. There are those who only active with a group and those who make up a group for themselves. Ultras are all different but they are all united by their love for their own team, their determination to endure for over 90 minutes on their feet despite the rain and the cold, they are united by the warming effect of a chant sung out at the top of their voices. They are united by the security of the friend who sleeps at their side on the train taking you home from an away game, by the swaggering walk through a rival city, by the joy of setting off on an away trip and the tiredness of the return home. They are united by that shared sandwich after hours of hunger, by that cigarette offered on the train and repaid in the stand, by that argument about the left winger on the bench shared in the gloom of a night train. They are united by a mentality. The things which unite us simultaneously divide us from the outside world, they separate us from worried parents, scandalised uncles, frightened classmates or disgusted teachers. Ultras are the exception to the rules, the unexpected which surprises you, the surprise which wipes the smile from your face when you thought you'd got away with it. Ultras are also the arm which pulls you up onto the truck before they shut the doors. Ultras are all this and more, many more emotions which can't be put into words.

Ciao Gabriele
A boy from the Sud

(Bir AS Roma taraftarının Gabriele yazdığı mektuptan...)


14 Aralık 2007 Cuma

yeni başlangıç!

Bu hafta artık ilk yarı için içerde son maçımızı oynıyacağız! Hocamız değişti! Artık bizde içerde galibiyet görsek fena olmıyacak! Hadi be Burgaz , bizim için saldırsana!!!

6 Aralık 2007 Perşembe

SEN OYNARDIN...

Sen oynardın be Serkan! Sağ kanattan gittin mi yetişemezlerdi sana! Tezahüratlar hala kulağımda ''SEN OYNA SERKAN SEN OYNA!'' Seninde hala kulağında olmalı ki Eskişehir'de sırtına 39 numaralı formayı geçirdin! senin gibi kanatta uçanını özledik be Serkan! Ama yine de sen oyna be Serkan! Sen oyna!

BEKLE BİZİ İSTANBUL!...

9 aralık 2007
saat:13.30
Beykoz Stadı


bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi...

Kız Çocuğu...

Kardeşim Edirne'de çekmiş bugün. Ne denir ki bu tatlılığa! Anasına babasına bağışlasın Allah!

Pankart #1









Nisan ayında Lüleburgazspor, Ankara'da oynanan playofflarda şampiyon olunca bizede ilk maçı beklemek ve bişeyler yapmak kalmıştı. İşte bizde bunu yaptık! 6sene sürdü sürgün, 6sene sürdü çile! Geri dönmek gerçekten çok güzelmiş. Şimdi 94-95ruhunu sahaya yansıtma zamanı. Saldır Burgazım!!!

EV!!!



Stadımızla başlayalım!

Lüleburgaz'ın kurtuluşu olan 8 Kasım tarihinden adını alan daha öncesinde ise şehir stadyumu olarak geçen ama cumhuriyetin 75.yılında ülkenin dört bir tarafındaki stadlar gibi 75.yıl stadyumu olan daha sonra o da beğenilmeyip 8 Kasım yapılan stadımız! Stadımızın özelliklerine gelince iki adet betonerme tribünü bulunup bunlardan biri kapalı , diğeri ise açıktır. Açık tribününde aslen projesi kapalıdır(malum ödenek). Bunların dışında stadımızda iki adet portatif tribün vardır. Bu sene başına kadar sadece kapalı tribün koltuklu iken bu sene başında Lüleburgazspor'umuzun 3.Lig'e geri dönmesiyle stadımızda gerçekleşen yenileme işlemlerinden sonra bütün tribünlerde koltuk olmuştur. Bu girişim ise haliyle kapasiteyi düşürmüştür. Stadımızın şu an ki kapasitesi 2500dür. Ve bu sene yapılan yenilemeyle stadımıza elektronik turnikeler koyulmuştur. Bu arada belirtmeden edemiyeceğim stadımız ışıklandırmalıdır ve bu ışıklar sadece saha sulanırken açılır. Stadla ilgili çıkan büyü haberlerine hiç girmeyeceğim. Hoşbulduk yazısını çocukluğumuzdan beri yanında büyüdüğüm bir yerle yapmak istedim. Saygılarımla...