31 Aralık 2009 Perşembe
30 Aralık 2009 Çarşamba
Transfer Dönemi #1
Nasıl neden oldu bilmiyorum ama yolu açık olsun.
Alişan Ural'ı Bucaspor'a verdik. Erçağ'dan Bank Asya'ya giden ikinci futbolcumuz.
Haberin linkide buradadır.
Bazen Kendi Irkına İhanet Etmek Gerek
29 Aralık 2009 Salı
Turuncu Forma
Bu forma Coşkun abi başkanken yaptırılmıştı. Onur'da babasına bu formadan kendisine vermedi diye içerlemişti. Şimdi fotosunu buldum. Kullanalım bari.
Renk kullanımı, reklam şekliyle bundan daha ilgincini zor giyeriz.
Demek ki turuncu devrimi biz başlatmışız ilk.
Not:Şehitlerimiz için bir maçada siyah forma ile çıkmıştık. Eğer onun fotosu elinde olan varsa yorumlarda belirtsin lütfen.
Kriterli Lig
1993-1994 sezonundan beri 81 ilin amatör liglerinde dereceye giren takımların katılımıyla yapılan TFF 3. Lige Yükselme Müsabakaları, bu sezon sonunda son kez düzenlenecek. Bu müsabakalar yerine 2010-2011 sezonundan itibaren 161 takımın katılacağı Kriterli Deplasmanlı Amatör Lig müsabakaları başlayacak.
2009 - 2010 sezonu TFF 3. Lige Yükselme Müsabakaları önceki yıllarda olduğu gibi tarafsız grup merkezlerinde eleme usulü oynanacak. 81 ili temsilen 152 takımın katılacağı müsabakalar sonunda 5 takım ,TFF 3. Lige yükselme hakkını elde edecek. 5 takımın dışındaki 147 takım ve 2009 - 2010 sezonunda TFF 3. Lig'den düşecek 14 takımın katılımıyla bölgesel olarak düzenlenecek Kriterli Deplasmanlı Amatör Lig'de profesyonel lige çıkacak takımlar belirlenecek.
Bildiğin 4.lig geldi. Hayırlısı olsun.
28 Aralık 2009 Pazartesi
To Be Lonely-Brainstorm
like ships without anchors
wide is the ocean, no islands, no shores
all is well, only
this is such a lonely feeling to be lonely
fame is illusion
bright are the lights and you - you are left in confusion
all is well, only
this is such a lonely feeling
this is such a lonely feeling
driving fast as fast as i can
or sitting quietly on the windowsill
you've got all and nothing
just put no more loneliness on my bill
this is such a lonely feeling
all songs should be happy
actors young and soap operas crappy
movies are x-rays
our destinies are chosing our ways
and what should we do?
to enjoy life the most or hiding like ghosts?
all is well, only
this is such a lonely feeling
this is such a lonely feeling
driving fast as fast as i can
or sitting quietly on the windowsill
you've got all and nothing
just put no more loneliness on my bill
driving fast as fast as i can
or sitting quietly on the windowsill
you've got all and nothing
just put no more loneliness on my bill
Ben ona Seven Naitons Army'i yolladım, o da bana To Be Lonely'i...
27 Aralık 2009 Pazar
Köfte
Sezon Sonu #1
RK
Eskidikçe herkese öğrettiği
Kızıl ovaları gördü, yeşil göğü
Çizdiği kalem yazmadı
Kırıldı
Öznesini ellerine bıraktılar
Ellerinde yaşama sevinci
Kağıtlara ihtiyacı yok artık
Kitaplara
Yazıldı
/kumral kız:
“Biz daha genciz” demişti
yitik ülkenin roman kahramanı
onun gençliği şaraptandır
gerisi kurşuni bir hafıza kaybı /
24 Aralık 2009 Perşembe
AVRUPA şampiyonası
Başlık bilerek öyle yazıldı. Daha önce de yazmıştık içinde Avrupa'nın bulunmadığı Avrupa Şampiyonası başvurusu bu diye.
Alsak dahi herhangi bir Avrupa ülkesinde olmasından daha fazla ilgimi çekmicek.(Onlarda da bir final izliyeyim isterim.)
Edirne'nin olmadığı bir turnuva düzenlemek ayıptır en basit ifadesi ile. Bana göre ise vizyonsuzluğun ağababasıdır.
Yazıklar olsun!!!
23 Aralık 2009 Çarşamba
Motty
22 Aralık 2009 Salı
İşte Öyle
Yazmıyordum kaç zamandır. Kelimeler,cümleler biriktirmek gerekiyormuş.Acı falan değil belki de dert olan. Yaşam gayesi gibi büyük laflar da etmicem. Etsem dahi susuyorum sonunda. Fazlaca konuşmak zararlı.Ama sustuğumda da her sabah içimden çıkmak için zorluyor kelimeler.
Kelimeler... Çok zorladık kelimeleri çok kere. Ama işte ama... Sokaklar,taşlar hep aynı burada.
Rakıyla ilgili konuştuk dün gece Volkan'la. Ben canım sıkkınken içmem dedi. Ben ise rakıyı planlamadan içmeyi seviyorum. Derdim tasam olması olmaması, canımın sıkkın olması önemli değil.
Hüzün dedi Volkan gece. Hayatımın her anında üzülemem dedi. Üzülmeyelim zaten.
Bilmiyorum çok tuhafım son zamanlarda. Ya da zamanlar tuhaf.
Öyle işte...
Sayı İle Virüs Yok Edebilme Bakanı
20 Aralık 2009 Pazar
Sessiz Seyircisiz
19 Aralık 2009 Cumartesi
18 Aralık 2009 Cuma
Karla Karışık Şarap Yağıyor Bu gece
Ve ben hep seni düşünüyorum... (Külebi ile Yaşar Kurt'a selam eder geçerim!) Kimi düşünüyorum ulan ben? Birilerini düşünmek zorundaysanız kimi düşünürsünüz böyle gecelerde? Ben çıplak ayaklı bir çocuk düşünüyorum, "yerlere basma kızım hasta olursun"! Yok onu düşünmüyorum galiba... Şarabı düşünüyorum. Bittiği zaman ben ne olacağım? Pekmez? Yok o şaraptan olmaz, üzümden olur... Yahut pancardan... Trakya'mın gözünü seveyim pancardan bile pekmez yapıyorlar... Sahi ben neyi düşünüyorum bu gece? Feysbuktaki kişisel hesapları düşünüyorum, hesaplaşmaları... Ben seni ekledim ama ben seni eklememiştim ki, daveti önce sen gönderdin. Hadi canım öyle mi olmuş? Klavye ile mouse sürçmüş o zaman! Ben sadece hayatınıza sanaldan bakıp geçiyordum... Mutlu bir hayat gördüm yahut mutluluk oyunlarında ele ele tutuşan çocuklar gördüm. (O çıplak ayaklarıyla yere basan küçük kız da bu oyundaymış, ne tesadüf.) Neyse ben feysbukunuzdan bakıp geçiyordum, oysa siz gülüyordunuz! Ulan hep mi gülersiniz? Hiç mi boktan bi anınız yok! Ne bileyim şöyle bakkala çürük yumurta verdiği için sövdüğünüz bir andan sonra çektirdiğiniz fotoğrafınız yok mu? Benem var mesela... Omlet yarım kalmış ve sövüp fotoğraf çektirmiştim! Yok be şaka desem... Hepimiz gülüyoruz! Saçlarımızı kestiriyoruz, birilerine veda ediyoruz, çok uzaklara gidiyoruz, alışveriş ediyoruz ama ne hikmetse illa biri çıkıp bu anı ölümsüzleştiriyor ve feysbukta paylaşıyor! Herkes sanal desenler çiziyor, kodlarla ulan o kodlar da 1 ve 0 'dan ibaret! Ne salak dünya, Matrikste hayat 1 ve 0'dan ibaret... Tiriniti nerdesin al beni kollarına ben matematikten anlamam!
Dedem trenle gelmiş bu topraklara. Bir 50 sene erken gelse ihtimal eşşekle gelecekmiş! Geçmiş zaman nerden aklıma geldi? Te bu Balkanlar'dan gelen soğuk havadan olsa gerek, ben her kış Balkan'ları böyle hatırlarım... İçimde bir göç isteği uyanır, kalkın gidiyorz diyeceğim çoluk çocuğum ailem mailem yok, kendim giderim bir yerlere... Birilerine... Dedem demiştim. Rahmetli beni yersiz yurtsuz yapacağını bilseydi, göç eder miydi? Gen mühendisliğinin kodları ne acaba? 1 ve 0 dan başkadır heralde? İçine birkaç harf de girmeli. Girmeli ki edebiyat olsun. benim edebiyatım çok iyidir Hocam! Neyse bu kaç göç olayında ben nerde yaşadıysam orada doğmuşum. Misal şimdi İstanbulluyum... (Kafa kağıdında da öyle yazıyor, ruh kağıdında başka bir iklim doğumluyum ama oraya hiç gitmedim!) İstanbul'da yaşıyorum. Bir aralar Burgaz'lıydım. Küçükkarıştıranlıyım... Turgutbeyliyim... Keşanlıyım (Kafa kağıdındaki ikinci çelişki. Kütük diye bir şey var bu hayatta, işte ondan dolayı Keşanlıyım dolayısıyla Edirneliyim!) Bayrampaşalıyım... Aslında Bakırköylüyüm! Yok yahu galiba Egeliyim. Bir ara Kuşadasında yaşadım da... Bir ara Entepli de oldum (Zorunlu istikamet, sürün 10 metre, kalk devam hayata kaldığın bir yer var nasılsa...) Şİmdiler de huzursuzluyum! Ama kendim ettim kendim buldum. Babam dedeme de benzemiyor üstelik! 2 yere götürdü bizi, kendi 3 yer gördü bu hayatta! Oysa ben ne şehirler ne kadınlar gördüm ne çıplak ayaklı çocuklar, hiçbiri yoktular demicem hepsi vardı. Gittim gördüm! Köy edebiyatına hiçbir zaman girmedim hocam! Ama Mahmut Makal'ı tavsiye ederim...
Karla karışık şarap yağıyor bu gece ve ben hep seni düşünüyorum! Bir gün yazdığım bir hikayeden çıkıp gelir misin diye? Korkuyorum... Yazgı var o Allah'ın yazdığı, benimkiler naçizane karalamalar... Korkuyorum bir gün yazdığım bir hikayenin yazgıya dönüşmesinden... Aynen gerçekleşmesinden! Sanırım bu gecenin de ana fikri de buydu! Şarap bahane, göç bahane, şarkılar bahane, şiirler bahane bir tek yapmur bahane değil! O yağıyor bu gece... Hem de şarapla kaışık! Neyse ne... Feysbukta gördüm, saçlarını kestirmişsin! Güzel olmamış.... Ben de kestirdim bir ara feysbukta görürsün! Annem beğenmemişti saçlarımı öyle kestirince, iyice serseri olmuşun böyle demişti. "Serseriyim zaten anne " diyememiştim. Böyle diyince üzülüyor çünkü. Sahi Annem beni 5 gündür aramıyor! Yine üzdük galiba...
Anne ben matematiği anlarım ama sevmem, edebiyatı severim ama o beni seviyor mu bilemem! Sahi beni kimler seviyor anne? Feysbuka bir sorayım mı? Boşver dimi anne... Boşverdim zaten! Seni seviyorum...
16 Aralık 2009 Çarşamba
13 Aralık 2009 Pazar
Beraberce Donduk
Erdal Eren
12 Aralık 2009 Cumartesi
10 Aralık 2009 Perşembe
Askerlerimiz
TrakyAteşi olarak 2askerimiz var bu dönemde. Allah'a şükür ikiside iyi yerlere gidiyor.
Mustafa'yı Comche gibi Anadolu'nun bağırına İstanbul'un Anadolu yakasına Maltepe'ye gönderiyoruz. 2. Zırhlı Tugay'ında topçu oldu Mustafa.
Diğer askerimiz Alican'da, benim fahri memleketime,Kütahya'ya gidiyor. Havacı olarak.
Şimdiden ikisinede hayırlı teskereler. Biz saymaya şimdiden başladık.
9 Aralık 2009 Çarşamba
Seyircisiz 5
Lüleburgazspor maça sakat oyuncuların çokluğu ve rakibin nispeten zayıf olması nedeniyle kadroda rotasyon yaparak çıktı.
Lüleburgaz1967 bloga saygılarımızla. Yazı oradan alıntıdır.
8 Aralık 2009 Salı
4
Seyircisizlik
6 Aralık 2009 Pazar
Galatasaray'ın Topçuları Çirkeftir!
Di mi Hagi, Bülent çirkefti?...
5 Aralık 2009 Cumartesi
En Sevdiğim Hasta Siempre Yorumu
Victor Jara söylüyor... Bugün hala cuntacı zihniyetler geziniyor dünyada, ülkemde ve birileri hala "kol" geziyor... Ben de cuntacılara karşı darbe günlüğü yazsam diyorum, akıbetim ne olur? Şilili şarkıcı Victor Jara gibi olur muyum? Onun gitar çalan ellerini kestiler, benim de heralde dilimi keserler!
3 Aralık 2009 Perşembe
Yuh Daha Neler...
LÜLEBURGAZSPOR Kulübünün, 29.11.2009 tarihinde oynanan LÜLEBURGAZSPOR - BANDIRMASPOR 3. Lig 1. Grup futbol müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 2 RESMİ MÜSABAKAYI KENDİ SAHASINDA SEYİRCİSİZ OYNAMA CEZASI ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Erman Toroğlu etkisi diyoruz biz buna...Kına yaksın bu cezayı verenler!
1 Aralık 2009 Salı
Başka Bir Futbol Kültürü Mümkün mü?
Futbolun sadece bir oyun olmadığı günümüzde, tribünlerde renklerin kardeşliğini ve egemen erkek diline karşı başka bir dilin de var olabilmesi için emek üreten ForzaLivorno forum sitesi, 05 Aralık 2009 günü İstanbul Makine Mühendisleri odasında panel düzenleyecek. Panelin ana konusu Başka Bir Futbol Kültürü Mümkün mü?
ForzaLivorno.org 3. senesinde endüstriyel spora karşı bilinç oluşturma kaygısıyla birçok etkinlik düzenledi. Spor müsabakaları, paneller, piknikler, dergi çıkarma ve bunun gibi birçok etkinlik düzenleyerek endüstriyel spora karşı bir bilinç oluşturma kaygısı taşıdı. Bu yüzden bu yöndeki tartışmaların başlatıcısı ve takipçisi olmaya çalıştı.
İtalya’nın liman kenti Livorno’nun takımı olan A.S. Livorno, sahip olduğu taraftar kitlesi ve endüstriyel futbol karşıtı duruşu bu projeye ilham kaynağı olmuştur. Kişisel çabalar sonucu kurulan “forum sitesi” aracılığıyla bir araya gelen bizler, zamanla sanal ortam birlikteliğini tribünlere ve sporun var olduğu tüm yaşam alanlarına taşıma hedefinde oldu. Ve geçen sürede bunu mütevazi adımlarda olsa başardı.
ForzaLivorno “taraftarizm” ile “taraftarlık” arasındaki ayrımı önemdi. Takımları putlaştıran zihniyeti kırmaya çalıştı. Taraftarlığı “zevk” için para ödeyen bir tür müşterilik olarak tanımlamadı. Taraftarı, bir takımı takım yapan ve bunu karşılıksızlık ilkesine göre, gönüllülük temelinde yapan olmazsa olmaz öge olarak gördü, takımın bir takımın varoluş sebebi olduğunu gösterdi.
Özellikle futbol denen spor çeşidini beğenen, seven ve oynayan kişiler olarak futbolun, kolektif, beraberlik ve birlikte hareket etme bilincini aşılayan ve insanların bedensel ve zihinsel gelişimini sağlayan bir araç olarak gördü. Kapitalist sistem her şeyi metalaştırdığı gibi, futbolu da metalaştırmakta ve onu insan üzerinden kar etmek için kullandığını deşifre etti. Ve buna devam ediyor.
5 Aralık 2009 Cumartesi 14:00’da şovenizmden ve sömürüden, kısacası bunun kaynağı serbest piyasa ekonomisinden arındırılmış bir futbol kültürünün münkün olup olmadığını masaya yatıracağız.
Futbola “soldan” bakanlar, mevcut futbol kültürünü değiştirme noktasında nasıl bir mücadele perspektifine sahip olmalı? Tribünlerdeki ırkçı şovenist dil ile mücadele için neler yapabiliriz? Buradan yola çıkarak nasıl bir futbol kültürü yaratabiliriz? Bu soruları hep beraber panelistlerimizle yanıtlamaya çalışacağız. Panelimize davetlerimizi kırmayan yazarlarımız:
Bawer Çakır (bianet.org sitesi yazarı)
Emine Özcan (bianet.org sitesi yazarı)
Kıvanç Koçak (Radikal Gazetesi Yazarı)
Bağış Erten (Radikal Gazetesi Yazarı)
Ahmet Tulgar (Birgün Gazetesi Yazarı)
Melih Şabanoğlu (Spor Araştırmacısı, Spor Yazarı)
Panelimize tüm sporseverler davetlidir.
Forza Livorno'dan alıntıdır.