27 Şubat 2010 Cumartesi
İstemiyoruz Parlamento Falan!
“AB himayesinde Trakya eyaleti” planında bir eşik daha atlandı. AKP hükümeti sessiz sedasız bir kararname çıkararak Trakya'ya özel bayrak, bölgesel hükümet ve parlamentonun yolunu açtı.
Avrupa Birliği ile çeşitli “sınır ötesi işbirliği” projelerine sokulmuş Trakya'da bir de “eyalet hükümeti” ve “eyalet parlamentosu” anlamına gelen Bölge Kalkınma Ajansı kuruldu. Emperyalizmin “AB himayesinde Trakya eyaleti” hedefinde önemli bir aşamaya işaret eden Ajans, sessiz sedasız yayımlanan bir kararnameyle hayata geçiyor.
AKP hükümetinin Trakya Bölge Kalkınma Ajansı kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bakanlar Kurulu'nun 14.7.2009 tarih ve 2009/15236 no'lu “Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulması” hakkındaki kararı, Cumhurbaşkanı Gül'ün onayı ardından Resmi Gazete'nin 25.07.2009 tarihli 27299. sayısında yayımlandı. soL Haber Portalı'nın uzunca süredir izlediği “Trakya'nın eyaletleştirilmesi” süreci, bu kararnameyle birlikte resmiyet kazanmış oldu.
‘Başkent’ Tekirdağ; ‘Genel Vali’ Zübeyir Kemelek
Toplam 16 ayrı Bölge Kalkınma Ajansı (BKA) kuran kararnamenin ilk sırasında TR21 koduyla Trakya yer alıyor. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'ı kapsayacak ajansın merkezi Tekirdağ olacak. Trakya BKA Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı ilk bir yıl için, bir ay kadar önce atanan yeni Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek yürütecek. İlgili kararnameyle “yerel parlamento” işlevi görecek Kalkınma Kurulu'nun 100 üyesi de belirlendi. Ajansın kuruluş başvurusunu eski Tekirdağ Valisi Aydın Nezih Doğan yapmış ve bu girişimi dönemin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte açıklamıştı.
Emperyalist tekellere doğrudan hizmet
“Eyaletleştirme provası” olarak nitelenen Ajans, uluslararası tekellerin yatırım problemlerini "kısa yoldan" çözmeyi amaç edinecek. Trakya BKA, AB-ABD-Soros fonları, uluslararası şirketler dahil tüm yabancı kurumlardan "yardım" alabilecek. Yalnızca Devlet Planlama Teşkilatı'na karşı sorumlu olacak Trakya BKA, Kamu İhale Yasası ve Sayıştay denetiminden de "muaf" olacak. Kamu kaynakları da kullanan bir kurum olmasına rağmen, birer şirket gibi özel hukuk içerisinde yer alacak.
Trakya Eyaleti'nin “bayrağı” olacak
Trakya BKA'nın eyaletleşme adımı olduğunu belgeleyen bir diğer dikkat çekici nokta da “bayrak”. 5449 sayılı BKA yasasına dayanılarak çıkarılan yönetmeliğin (Resmi Gazete, 25.07.2006, 26239) 28.maddesine göre, kuruluş kararnamesini takip eden iki ay içinde Trakya BKA özel bir amblem belirleyecek. Belirlenecek amblem beze bastırılıp bir tür bayrak olarak kullanılabilecek.
Trakya Eyaleti'nin “hükümeti” de var, “parlamentosu” da
Trakya BKA'nın “karar organı” niteliğiyle “yerel hükümeti” çağrıştıran Yönetim Kurulu her üç ilin valileri, il belediye başkanları, il genel meclisi başkanları ve ticaret-sanayi odası başkanlarından oluşacak. Kuruluşu izleyen ilk yıl Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek, ilerleyen yıllarda da sırasıyla Edirne Valisi Mustafa Büyük ve Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu birer yıl dönüşümlü olarak Yönetim Kurulu Başkanı olacaklar.
Trakya BKA'nın “danışma ve yönlendirme organı” işlevine sahip Kalkınma Kurulu'nun üyeleri de AKP hükümetinin kararnamesinde sıralanmış. Fiili “eyalet parlamentosu” özeliğindeki Kalkınma Kurulu'na resmi-özel-sivil kategorilerinde kurum ve kuruluş temsilcileri katılacak. Kararnamenin 2.3 maddesi, Kalkınma Kurul üyelerinin “il valilerinin görüşleri doğrultusunda” belirlendiğini ifade ediyor. Kurum ve kuruluşların üyelik kriterleri ise şöyle sayılmış: “İl içerisindeki etki ve etkinlikleri, misyonları ve ili temsil yetenekleri, ilin ve bölgenin kalkınmasına sağlayabilecekleri muhtemel katkılar ve sahip oldukları üye sayıları gibi hususlar...”
AKP ve Fethullah'ın tabela dernekleri “parlamento”da
Fakat, Trakya BKA Kalkınma Kurulu üyeleri incelendiğinde gerçek kriterin “AKP'ye yakınlık” ve “Fethullahçılık” olduğu ortaya çıkıyor. Örneğin, Edirne'den seçilen Balkan İş Dünyası Dayanışma Derneği'nin Fethullah Gülen'e yakın TUSKON'un bir bileşeni olduğu ve sadece 7 üyeye sahip olduğu belirtiliyor. Fethullahçı olarak nitelenen bir başka kurul üyesi dernek ise TUSKON'a dahil Tekirdağ Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği.
AKP'nin “tabela dernekleri” olarak ifade edilen Tekirdağ Basın Mensupları Derneği ve Muratlı Öncü Kadın Kültür Çevre İşletme Kooperatifi de yine Kalkınma Kurulu'na asıl üye kaydedilmiş. AKP Kırklareli İl Başkanı Yurdaer Ulus'un başkanlığındaki “atıl” Kırklareli İlini Kalkındırma ve Geliştirme Derneği'nin kurul üyesi yapılması dikkat çeken bir başka durum.
“Salt çoğunluk” AKP bürokratları ve sermayenin
“Eyalet Parlamentosu” Kurul'un genel üye bileşimi Trakya BKA'nın gerçek işlevini gözler önüne seriyor. Toplam 100 üyeli Kalkınma Kurulu'nda 21 temsilci AKP hükümetinin atadığı kaymakam ve il müdürü gibi bürokratlardan oluşuyor. Bileşimdeki asıl ağırlık ise sermayeye ait. İşadamı dernekleri, sanayi-ticaret odaları gibi kuruluşların toplam üye sayısı 32. Sermaye ile AKP memurlarının ittifakı Kurul'da salt çoğunluğu geçiyor.
Trakya'da ağırlıklı nüfusa sahip köylülerin, gerçekte büyük çiftçilerin örgütlenmeleri olarak bilinen ziraat odaları ve tarımsal kooperatifler aracılığıyla elde edebildiği temsilci sayısı sadece 18. Kalkınma Kurulu'na çağırılan ve birleşim içinde halkın doğrudan seçtiği tek kurum olma özelliği taşıyan yerel yönetimlerin tüm ağırlığı da yalnızca 15 üye. Esnaf kooperatiflerine ayrılan 5 üyelik fazlaca önemsiz bulunurken, Trakya'da bulunan 3 üniversiteden 4 üye çağırılması “eyalet parlamentosu”nun bilime verdiği önemi gösteriyor.
“Sivil toplum” kategorisindeki 5 üyenin ağırlıkla AKP-Fethullah'ın uyduruk derneklerine tahsis edildiği yukarıda belirtilmişti. Kalkınma Kurulu'nda tek bir sendika, meslek odası veya gerçek anlamda kitle örgütüne yer verilmemiş olması da gözlerden kaçmıyor.
Yıldız Dağları Projesi ve TRAKAB, Ajans'a devredilecek
5449 sayılı BKA yasasının geçici 3.maddesine göre Avrupa Birliği ile birlikte yürütülmekte olan tüm projeler Trakya'da kurulan BKA'ya geçecek. Bu kapsamda, Kırklareli Yıldız Dağları'nda devam eden ABD-AB projelerinin tüm iş ve işlemleri ile bunlara ilişkin tüm hak ve yükümlülüklerin bir ay içerisinde Ajans'a devredilmesi gerekiyor. Yıldız Dağları projelerinin Ajans sorumluluğuna geçmesiyle “Bulgaristan ile birleşik Stranca” projesi daha da hızlanabilecek.
Kaynak:Sol.org
Bayrağımızı da ülkemizi de seviyoruz. Oyuna gelmeyeceğiz!
25 Şubat 2010 Perşembe
Total Futbol Bir Gün Mutlaka...
Uzun uzun yazmaya gerek yok total futbolun ne olduğunu! Futboldan anlayan herkes az çok bilir... Mustafa,Mehmet ve Elano bu sistemin adamları değiller. Çünkü Mustafa ile Mehmet'in hücuma katkısı etkisiz kalırken, Elano da savunmaya katkılı olamıyor... Belki ikisinin karışımından bir şeyler olur ümidi de, nafile bir çaba bana göre... Bakınız, üst düzey Avrupa liglerindeki ortasaha kurgularına... Hani şu Galatasaray'ın ortasahasına Ernst'i koy Elano'yu çıkar, taş gibi bir ortasaha olur.Önlerindeki forvet hattı ile... Forvetsiz Galatasaray bugün çok acı çekti. Madrid'in stoperleri de bugün gününde olunca çakma forvet Arda ve yarım forvet Keita, gol yollarında zayıf kaldı işte... İlk yarı işler idare etti ancak ikinci yarı başlayınca takke düştü kel göründü. Galatasaray'ın sol kanadının delik deşik olması, A.madrid'in bir golünü Franco'nun diğerinin direğin önlediği bir ikinci yarıda, A.madrid golünün ilerleyen dakikalarda geleceği açıkça belliydi.Reyes Galatasaray'ın sol kanadında altın bulmuş, habire bindirirken Rijkaard'ın bu soruna çare bulmaması da garipti doğrusu.... Yenilen gole hemen golle karşılık verilmesi de işleri çözmedi. Rijkaard Caner'e daha ileri at kendini diye işaret yaptığında, Caner'in sonunu da hazırladığını da nereden bilecekti... 80'de 1.sarı kart, 82'de 2.sarı kart ve kırmızı! Futbol hatalar oyunu, evet hakemler bugün berbattı, evet o penaltı verilmedi ama Galatasaray ikinci yarı ne oynadı ki... Arda televizyondan belki iyi oynadı gibi gözükmüştür ama size stadta Arda'yı izlemenizi tavsiye ederdim. Bugün çok kötü bir Arda vardı sahada... Toplu oyunda iyi gözükmesi de,ayağında topu fazla tutup basit pasları hedefine ulaştırması olabilir. Ancak topsuz oyunda mücadele edemeyen, arkadaşlarının koşu yollarını kapatan bir Arda iyi olamaz bugün! Bir zamanlar ilerde Hakan Şükür var, salla o nasılsa indirir mantığı ile boğuşan Galatasaray, bugünlerde nasılsa Keita var at topu kanada o nasılsa topu ceza sahasına getirir mantığı ile boğuşmakta bana göre... Bu adam 4 silindirli motor mu be kardeşim ya da sihirbaz mı? Tamam topu attın da arkasından kim bindiricek? Hücum varyasyonlarını (gole yönelik tabii) kimle yapacak? Total futbolun ruhuna aykırı bir hareket bu Keita'ya bugün yapılanlar... Neyse ne! Sonuç:Bu total futbol bir gün mutalaka olucak ama şimdi değil, bu kadro ile hiç değil...
Bir ayrı paragraf Galatasaray yönetimine açmak gerek! Bu takımın forvetisizliği sizin eserinizdir arkadaş! (Toroğlu havası kattım biraz ama olsun...) 2 forvetiniz sakatken, bir üçüncüsünü göndermeniz yerine aldığınız forvetin kurallar gereği oynayamayacak olması... Forvetsiz bir takımın tur atlamasını mucizlere bırakmaktan başka nedir ki? Ya da şudur belki: Biz bilmiyoruz belki, Galatasaray yönetimi hedef küçültmüş de olabilir! Bunun diğer okuması da budur... Bu sene ligi alalım, nasılsa kongre yılı. Şampiyonluk potasından ulaşmadan kongreye gidip devam ederiz seneye nasılsa istediğimiz gibi hedefleri büyütürüz mantığı da olabilir! Sonuç: 2 kupadan elenmek, ligde puan farkını açamamak! Hani söylemeye dilim varmıyor ama bu gece, biraz ligi de tehlikeye attık bana göre... Umarım yanılıırım!
Not: Eve dönerken metrobüs hattının fikrini öne sürenlere, yapanlara, işletenlere sonsuz küfürlerimi sunarım! Çalışmayan turnikeler, ezilme tehlikesi atlatan insanlar, jopla turnike bekçiliği yaptırılan polisler... İşte 3.dünya ülkesi Türkiye! Müreffeh toplum mu? Hani nerde? Herkesin vergileri ile yapımına finanse olduğu, sonra da 1.5 lira vererek kullanma bedeli ödediği bir ulaşım sistemi ve evine varmak için çektiği rezillikler ancak 3.dünya ülkelerinde olur! Sonra bir gün bu geri kalmış topluma yapılan kömür,erzak yardımı ve maddi destekler ile oy toplanır ve yine yönetime gelinir... Bu döngüyü kırmak da hiçbir vatandaşımın aklına gelmez! Mesela o bozuk turnikeler bu gece kırılmaz! BU ülkede sadece kalpler kırılır zaten... Sonra tombul amcam bir gün Mercedes'i ile köprüden geçerken karısına dönüp; "Semra koy bi kaset de neşemizi bulalım." der! Kırık kalpler de böylece düzelir...
Yürüyelim Arkadaşlar!!!
21 Şubat 2010 Pazar
20 Şubat 2010 Cumartesi
17 Şubat 2010 Çarşamba
Kaçan Şans
Pazar günü Gop'la içerde oynayacağız. Son kurşun artık bu!
16 Şubat 2010 Salı
12 Şubat 2010 Cuma
ALS İçin Futbol
11 Şubat 2010 Perşembe
Vur Kadehi Ustam!
9 Şubat 2010 Salı
Sıra Bana Geldi
7 Şubat 2010 Pazar
Çamurdan Gelen Galibiyet
Başlık Berkant'tan geldi eve dönerken. Maç yağmurlu havada oynandığından kapalıya girme niyeti olan bizler comche'nin gazlamasıyla gene tahta tribünümüze girdik. Ama yağmur azalacağına daha da arttı.Sanırsam bu arada halimize acıyan bir polis gelin hadi kapalıya dedi. Biz de dediğini yaptık.
Haftaiçi dediğimiz sahaya kendi renklerimizde çıkalım olayı hiçbir işe yaramamış. İlk yarıyı kırmızı-beyaz, ikinci yarıyı ise yeşil-beyaz oynadık.
Takıma gelirsek eğer kalede her zamanki gibi Burak vardı. Defans dörtlümüzün sağında geçen hafta Mehmet'in kırmızı kart görmesi nedeniyle oynamayaşından dolayı Tandoğan vardı.( Bu arada hem geçmiş olsun, hem de döndüğüne çok sevindik Tando!)Sol bekte alışılagelidiği üzere Levent, stoperlerde ise yeni transferler Emrah ve Tolga oynadı.
Orta sahada geçen hafta cezalı olan kaptan Hüseyin geri döndü. Cabir, Semih'in yokluğunda orta sahada başarılı işler yaptı.Sol kanatta Emre Atalı geçen hafta olduğu gibi garip bir şekilde gollerde topları taşıyan oldu.Sağ kanatta oynayan Halil İbrahim'in sakatlığı belki kendi açısından çok kötü ama Burgaz için yararlı oldu. Yerine oyuna giren Deniz'in attığı iki gol ile kazandık maçı. Forvet arkası oynayan Ali Erdem ise nasıl ve neden o sahada olduğunu bilmiyor gibi yapmaya devam ediyor. O da ikinci yarı başında yerini yeni transferlerden(Galatasaray'dan gelen) Ufuk Muhtar'a bıraktı. Sahanın hali malum olduğundan yetenekli olduğuna dair sinyaller versede pek birşey yapamadı.
Forvette ise Uğur'a her hafta daha da hayran oluyorum. O ne azim o ne hırs! Kendisini daha da geliştirmeye devam edicek bence. Maç sonuna doğru Uğur yerini transferin son günü gelen Samet'e bıraktı.Ama Samet'in acilen kilo vermesi gerekiyor bence. Zira benimle yarışıyor. :)
Sonuç olarak Oyak Renault tabii ki rakibimiz değil ama bu maçlarda puan kaybetmeye artık tahammülümüz yok. Hele Gop puan kaybetmişken. Şimdi bir hafta bay geçicez! Sonrasında Alibeyköy deplasmanı ve içerdeki Gop maçlarından 6puan çıkarmamız lazım.
Son söz zemin eğer biraz adam gibi olsaydı bu maçın kopması için ikinci yarıyı beklemek bile gerekmezdi.