12 Ağustos 2010 Perşembe

Ortasahası İşlemeyen Ulusal Takım


Bugün durumum malum zor şartlar altında Kadıköy'e vardım ve karşıma hazırlık maçı da olsa bu kadar vasat milli takım çıktığı için canım daha da sıkıldı.
Hiddink bir gün basın toplantısında radikal değişikleri sevmediğini (ki zaten gökhan zan'ı kadroya çağırarak bunu göstermişti günler öncesinden) ve oluşturacağı takımın sürekli saldıran bir yapıda olacağındna falan bahsetmişti. Ben de biraz bunun heyecanı ile gittim maça, bakalım ABD kampındna beri neler değişmiş (tabii ki oyun anlayışı) diye... Hayal kırıklığı oldu benim için; Aurelio ve Nuri'ye geri dörtlünün önünde, görev veren Hiddink; Hamit'i de ilk yarı da kanada hapsedince, ilk ciddi atağını 21. dakikada yaptı bu takım... Bu sırada kanat varyasyonlarını değiştirirken bir ara ulusal takımın sol kanadı felç oldu; Romenler İsmail'in arkasına sürekli adam kaçırdılar... Biraz son vuruşları iyi olsa ilk yarı gol yerdik! Emre'nin hangi akla hizmet; forvet arkası oynadığını biri bana anlatabilir mi? Koskoca ilk yarı hiçleri oynadı paşam, bir ara yerden kalmıyordu. Onun bu oyun anlayışı, daha doğrusu anlayışsızlığı; Arda ile Hamit'in de ritmini bozdu... E hal böyle olunca ileride top bekleyen Mevlüt, topla uzun süre buluşamadı.
İkinci yarı başlarken Tuncay ve Kazım değişikliği hiçbir şey katmadı oyuna... Zaten Tuncay yarım forvetken, bir de geriye gelip top alma çabaları bir ara milli takımı 4-5-0 'a mahkum etti. İkinci hamle tabii ki, forvete olucak derken, Sercan oyuna girdiğinde kanada gönderildi... O da ezdiği toplardan başka bir şey yapmadı bugün... Maçın 2 adamı vasatın üstüne çıktı bugün ve ilki penaltı yaptırdı (Gökhan), ikincisi(Arda) şık bir gole imza attı. (Tabii orda Romen defansının büyük hatası da yok değil ancak Arda zekasında bir oyuncu o durumda şut çekerdi!)
Bugün ortasahası işlemeyen bir ulusal takım izledim... Eğer bu hazırlık maçının rehavetinden falan geliyorsa eyvallah ancak işler böyle devam edecekse 3 Eylül'de Kazakistan deplasmanı çok zor geçer. Radikal değişiklikleri sevmeyen hocamız da, tırım tırım elemeler başladığında, ihtiyaç duyulan bölgelere yeni oyuncular arar! Umarım yanılırım...

Son sözüm de TFF'ye olsun... Bu hazırlık maçları evet oynanmak zorunda çünkü takvimi var falan filan... Ancak ramazanın ilk günü, üstelik bu kadar büyük bir stada bu maçı vermek ne alaka? Türkiye'nin onlarca şehrinde; Türk milli takımını bekleyen; oyuncuları yakındna görmek isteyen insanlar varken... Ne işi var bu maçın bu stadda? KOy şu maçı Rize'ye, Bursa'ya falan... hatta olmadı Kasımpaşa stadına koy en azından tribünler dolu gözükür... Bizim insanımız milli maç seyircisi değildir zaten! Yıllar önce Dünya ve Avrupa şampiyonu Fransa'yı bomboş tribünlerde oynatan da biziz üstelik...

Blanka'ya özel not: Çimler çok kötü, canlı görünce anlarsın... Bu çimler bu sezonu çıkaramaz!!!

Hiç yorum yok: