6 Ekim 2011 Perşembe

Kadının Bileti Yok

Türkiye riyakarlık topoğrafyasında, "kadın" konusu her bölgeye dağılan dağlar ve ovalar kadar; çok dallı çok budaklı,inişli çıkışlıdır. Annelerimiz dışında kadına, 2. hatta yer yer 3. ve 4. sınıf payesi verildiği bir ülke burası!

Her şey, seyircisiz oynama cezasının; kadınlar ve çocuklara beleş (!) cezasına çevrilmesi (evet bu da bir ceza tabii ki kadın özelinden ayırarak) ile başladı! Pozitif ayrımcılık mı, yoksa negatif ayrımcılık mı çözemedim! Kadına verilen değer olarak görenlere de, kafanız ne kadar iyi diye sorarım.

Değer ölçütü kadınları tribünlere yerleştirmek ise, buyrun size yeni riyakarlığımız!

Kadınlarımız... Şiddetin her türlüsünü üzerinde denediğimiz... Ölmeyince gidip hastanelerde öldürdüğümüz... İş hayatında 2.plana attığımız...Söz hakkı vermediğimiz...

Ve bu kadınları tribünlere yerleştiriyoruz, bir ilacın muadili gibi...

Yarın oynanacak Türkiye-Almanya maçında da kadınlar(ve çocukları) tribünlere para vermeden girecek! Ne söyleyeyim, riyakarlıkta şampiyonluğa koştuğumuzu mu? O zaman söyledim, çok iyi puanlar alıyoruz bu hususta...

He bir de, dünyaya örnek olduğumuz haberleri var ki evlere şenlik... Ama bir nesil, ilk seçme ve seçilme hakkını biz verdik diye büyüdü! (Hala da büyüyor sanırım!) Ama o devinen her nesilden, meclise seçtiğimiz(ya da seçtirildiğimiz) kadın sayısı nedense her yasama döneminde azalıyor! Nedense azalıyor...

Hiç yorum yok: